GÖKSEL VE GÖKSELİN TARZI.. (:

30 Kasım 2009 Pazartesi




Gökselin tarzını çok beğeniyorum. Hem sesi, hem sanatçı duruşu, özel hayatı, hanımefendiliği hem de giyim tarzı çok hoşuma gidiyor.
Enfes şarkıları, özellikle son albümünde eski türk filmi şarkılarını billur sesiyle yorumlamış olması sempatimi arttırdı.

Gerçi diğer albümlerinde de günün birinde gibi nostaljik bir parçaya hayat vermişti yine şahane sesiyle.
Çok övdüm farkındayım ama çok cici bir hatun ya. Efendi, saygılı, amman nazar değmesin :)





Bu arada saçlar ve esmerlikten dolayı beni göksele benzetenler de olmuştu, çok benzemiyoruz aslında ama andırıyor olabiliriz ;)
















Goksel Baksana Talihe 2009 Zamanla.Net Zmuzik.Net

"Sürmeyle Rastık, Olur İnsan Fıstık" :)

Derler ki Sürme 4bin yıldan beri bilinen ve kullanılan bir süslenme aracıdır.Özellikle Mısır, Hindistan ve Arabistan’da rağbet gören sürme İngiliz bilim adamlarının yaptığı araştırmalar sonucunda Yansımayı azaltarak gözleri güneş ışınlarından korumaya yardımcı olduğu Göz kuruluğuna Gözde bakteri üremesine Gözdeki alerjik enfeksiyonlara kadar bir çok sorunu önlediği ortaya çıkmıştır.Yıllarca gözü kuvvetlendirdiği, görüşü arttırdığı, ve göze parlaklık verdiği için kullanılmıştır. Güzelliğin en çarpıcı silahı gözlerdir. Gözlere derinlik ve gizem verebilen cazibenizi arttıran en güçlü şeyse sürmedir.



Bugün siyah bir sürme keşfettim, siyah kalemlerimin pabucunu dama atacak cinsten.
Markası blue heaven kajal. Hac eşyaları satan bir dükkandan aldım, malumunuz arap sürmeleri meşhurdur, ben de deneyim dedim, minicik hafif yanınızdan ayıramayacağınız şirinlikte ve şık bi duruşu var :)


Biraz araştırdım gitti gidiyor ve ebayda da satışı mevcut, simsiyah çerçeveliyor gözlerinizi, şiddetle tavsiye ederim.

Nerde eski Arifeler=? :)

26 Kasım 2009 Perşembe



Ezelden beri vampir filmlerini sevmişimdir :) Angel ve buffydenmi demeliyim ya da tom crouseun oynadığı vampir güncesini nasıl unuturm :)Bugün yarım günlük tatilden istifade sinema yaptık .Yeni ay -Newmoon'a gittik. İlk serisini izlememiştim bide ben. Devamının çekileceğini düşündüğüm için zaten filmin anlamsız sonunu da görmezden gelip vampir-insan aşkının hissettirmiş olduğu tuhaf hoşluktan ötürü ve de o kurtların saldırışının beni korkutacak kadar gerçekçi efektleri sayesinde tam puan veriyorum filme ;)Yaş ortalaması da 16-17ydi. Neden ki acep? :)










Ve yarın Kurban Bayramı. Yarın için en birinci planım öğleye kadar uyumak. Çünkü iki haftanın yorgunluğu ve uykusuzluğu var üzerimde. Sonra bayram moduna gireceğim. Şeker, çikolata, kolonya filan feşmekan..



Efenim herkese sevdikleriyle birlikte, mutlu, huzurlu güpgüzel bir bayram diliyorum...Hayvancıkların kesilmesine gönlüm razı olmicak ama beni dinleyen mi var :( Hem sanki vejertayanım ben, yediklerimi de kesmişlerdi (!) dimi ama duygulandım işte :(:




Ceci'den 3 Kitap...

Bu ara ne miskin, ne tembel bişey oldun sen Ceci, yakında en son hangi kitabı okudun sorusuna yaklaşık 1 gün düşünüp cevap verecek kadar unutkan hale geleceksin. Çı çı çı sana Ceci!

Efendim kendime de kızdıktan sonra sadede geliyorum;

Kitap okumaya bayılırken, epeydir elimin altında kitaplar biriktiğini ve okuyamadığımı farkettim.Sınavlar geçip gitti, ders kitapları beni oku beni diye aklımın yolumu kesmiyor artık, rahatım yani ama niyeyse elime aldığım kitabı bitiremiyorum.


Okumayı seven ve tek bir kitabın dahi insana pek çok artı kazandırabileceğini düşünen biri olarak okuduğum ve tavsiye edebileceğim değişik 3 tarzdaki kitabı "Ceci'den 3 kitap başlığı" altında sizlerle paylaşmak istiyorum.

:)

1- ACILAR İÇİNDE BAŞARIYI YAKALAYANLAR - Ö. FARUK RECA: "Dünyanızı değiştirecek" tabiri vardır ya hah işte bu kitap için söylenebilecek en güzel tabir budur,çünkü dünyanızı değiştirebilecek, hayata pozitif bakıp, başarı için umudumuzu yitirmemiz gerektiğini gösterecek biyografik bir kitap.



Hipokrat, Gazali, Alfred Nobel, Abraham Lincoln, Goethe, Stephen Hawking, Hamsun, Walt Disney, Florence Nightingale, Charles Dickens, Madam Curie, Henry Ford, Charlie Chaplin, İsaac Newton, Cemil Meriç, Conrad Hilton, Rudolf Dizel, Wright Kardeşler, Konfüçyüs...

Bu bilim, tarih, sanat dünyasının en ünlü ve en özel insanları başarıyı yakalamak için ne zorluklar çekmişler, ne badireler atlatmışlar. Hiçbiri zengin veya mutlu doğmamış, ama kaderlerini imrenir hale kendileri getirmiş, okurken vay be diceksiniz ve kesinlikle okunası bir kitap.


2- AŞK GİDİYORUM DEMEZ - DUYGU ASENA : Rahmetli Duygu Asena'nın buram buram dişilik ve aşk kokan bir kitabı daha. Uzun zaman oldu okuyalı, ama hala aklımda. İki kadının aynı erkekte kesişmesi, hangisi daha masum diye sorduran bir kitap.

"Aşk geldiğinde, her şeyi bırakıp doludizgin gitmek mi gerek? Yoksa kendinle hsaplaşıp, kalmak mı durduğun yerde? Peki o zaman o yaşanılan, aşk mı? Bizim kahramanlarımız masum... Onlar masumsa kim suçlu? Aşk mı? "... madem karısına bu kadar düşkündü, neden bir başkasına aşık oldu? Madem o kadın duyacak diye bu kadar endişeleniyor demek ki onu önemsiyor, bu da sevgi demektir. Birisini severken bir başka kişiye aşık olunur mu? Acaba beni sevmiyor da yalnızca basit ve geçici bir heyecan mı duyuyor? Heyecanı aşkla mı karıştırıyoruz? Nasıl anlayacağız peki duyduğumuz şeyin gerçek aşk olup olmadığını? Yoksa aşk bu mu yalnızca? Geçici bir heyecan..." der kitabın özetinde.


3- SELMA VE GÖLGESİ - PEYAMİ SAFA : Ben her tarzda kitap okumayı severim ama polisiye-gerilim hikayelerine ayrı bi bayılırım. Peyami Safa'nın Server Bedi takma adıyla yazdığı ki bu bile ilginç, polisiye bir kitap. İçinde aşk, cinayet ve soru işaretleri yer alıyor.Hem ürperiyorsunuz, hem büyük bir keyif alıyorsunuz kitap sizi meraklandırıp sonuna kadar sürüklerken. Bu kitabın filmini de yapmışlar, fragmanını izledim sadece ama merak ediyorum açıkçası.

KİMLERİ YENMEDİK Kİ BİZ? :)

25 Kasım 2009 Çarşamba



Beşiktaşım benim...biricik sevgilim...
Son bikaç yıldır bu kadar heyecanlı maç izlediğimi hatırlamıyorum.

Avrupa maçlarının daha bi anlam ve önemi vardır benim için ki Türk takımı olsun Çanakkale Dardanelli Çaykur Rizesporlu olurum ben o gün, öle havadan diil cidden o gün fanatiği olurum o takımın.

Tv karşısında bi oturdum bi zıpladım, zaman zaman odada duramadım mençıstır sahamızı tavaf ederken tabir yerindeyse :)
Niyahetinde 1-0 oldu, bizim oldu.
Bravo Beşiktaş! Bravo Rüştü! Bravo Tello!

;)

Ceci'nin Rimel Farkındalıkları...

24 Kasım 2009 Salı
Dün baktımda, rimellerim ne azmış benim yahu :)
Gerçi çok çabuk tüketiyorum rimelleri, hafif kurudumu da atıveriyorum.
Aşağıda kullandığım rimeller hakkında yorumlarımı okuyacaksınız, ayrıca rimellerin adına dikkatinizi çekerim, şiir gibi uzun isim ve sloganlar, kozmetikçiler bu işi biliyor. ;)

1. Max Faxtor 2000 Calorie Maskara: Kirpiklere güzel hacim veriyor, topaklanma yapıyor biraz, bitmek üzere.



2. L'oreal Telescopic Maskara: "İşte bu" diyebileceğim maskara, zaten fırçası da farklı ve daha kullanışlı, tek tek ayırıyor kirpikleri, şiddetle tavsiye ederim.


3. She Color's Fat Lash Maskara -yeşil- : Herkesde vardır muhtemelen ben yeşil rengini kullandım yalnız. Rengin hakkını veriyor ama çabuk kuruyor, rimel dediğin biraz akıcı nemli bir görüntü vermeli.


4. Flormar Turbo Boost 5x Waterproof : Rengi veriyor, başarılı, bu ara sık kullanıyorum.


5. Flormar Turbo Boost 5x Waterproof : Birini ben aldım diğeri hediye gelmişti ondan 2 tane bunlar :)


6. Stila : Pek bir esprisi yok, öylesine bir rimel yani ama kötü diyemem zten bir kere kullandım, suya dayanıklı özelliği var.


Bunlar haricinde kullanmış olduklarım ve düşüncelerim;



Nivea Eyes wide open: Dolgun ve kıvrık bir görünüm sağlıyor, ama daha yeni özellikli ürünleri çıktı niveanın, bu eski kaldı artık.


L`oreal Double Extension Maskara; Bu da kullandığım eski ürünlerden. Çift taraflı iki işlemli rimel yani. İlk aşamada beyaz rimel bazını sürüyorsun, sonra siyah olanı sürüp hacim ve yoğunluk veriyoruz kirpiklere, kirpiklere bakım konusunda ideal bir rimel.

Maybelline ve Golden Rose da daha önce kullandığım rimeller arasında. Onlar hakkında herkesin bir fikri vardır sanırım. :)

Mutluluk Ayrıntıda Gizli...


Bu ara beni mutlu etmeye yetti;
 


Bişeyler üretmek kendi çapımda tasarlamak, hayata geçirmek bu gördüğünüz mor tarak toka gibi.


Adını da koydum "bir masum mor menekşe ağlıyor mu ne" bu tasarımın adı :P





Alışveriş yapmak tabiki malumunuz.. gerekli gereksiz her şeyi almak, yeni ürünler denemek,kampanyalardan, indirimlerden yararlanmak mümkünse (:





Ahh nasıl unuturum Cumartesi derbisini... :P


BeşiktAşkımın febeyi 3-0 yenmesi...






And finally..olmazsa olmaz..seretonin, endorfin ve binumum mutluluk ıdı vıdısını harekete geçiren mucizevi nimet çikolata..


(Kilolar da harekete geçti ama olsun)




Mutluluk ayrıntıda gizli sanki, hı..? :)

HAYATIMIN ÖĞRETMENLERİ...


  • Henüz ilkokul 3'de tayini çıktığı için bizi bırakıp giden ama hiç unutmadığım, hep özlediğim, nerede kimbilir diye merak ettiğim, okuma yazmayı onunla öğrendiğim için hep minnet ettiğim sınıf öğretmenim Halime Kaplan...

  • 3. sınıfta tanıştığımız, yeni bir sınıfa yeni bir öğretmene, arkadaşlara alışmanın verebileceği hissiyatla kabullendiğim, sevdiğim ilk erkek öğretmenim Mustafa Hocam...
  • Ortaokulda kompozisyonlarımı hep takdir eden, diğer derslerim çok iyi olmasa da edebiyatım süper diye bilgi yarışmasında yedeğe girmemi sağlayan yaşlı, tonton sevgili Ayla Zaim Hocam..
  • İngilizceyi sevdiren sevimli tatlı hafif balık etli Seyyare Hocam...
  • Yine esprileriyle bu yabancı dili sevdiren okulda adından söz ettiren ingilizceye farklı bir yorum getiren M.K. Bostan Hocam...

  • Lisedeki ingilizce hocam Nevin Hanım ve eşi yine aynı okuldan Türk dili hocam Ali Bey, çıldırttığımız Dilek Hocamız, bu dersi dinleyen iki kişiden biri olduğum Almanca Hocam Aysun Hanım, aslen Kimya Hocası olup ingilizce derslerimize giren komik ve seksi aksanlı Meryem Hanım, Akmerkez Melek lakabını taktığımız giyinişiyle alay ettiğimiz, güldüğümüz matematik hocam...
  • Üniversitede mesleğimizi sevdiren branş hocamız Gülbin Hocamız ve daha niceleriii...
Öğretmenler Gününüzü kutluyor, ellerinizden öpüyorum...

Bu kutsal görevi layığıyla yerine getiren tüm öğretmenlerin bu müstesna günü kutlu olsun.

Tabi Baş Öğretmen Atatürk'ümüzü de anmadan geçemeyeceğim.


"Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır" diye çok şey anlattığı bu manidar sözünü de unutmuyorum ;)

HİSLER HAYATA DAİR VE ÖYLESİ FİKİRLER...

23 Kasım 2009 Pazartesi

Hiç dinlenmeden bir haftaya daha girdik. Haftasonu da fuar olduğu için tatil filan yapamadık. Nihayetinde sorunsuz geçti tüm toplantılar, törenler ama kötü bişey illaki olacaktı ve oldu.


Kongremizi yaptık, akşam yemeğimizi yedik, odama girdim duşumu alıp çıktım ki o kötü haberi aldım, bütün moral gitti, üzüldüm ağladım, yorgundum ama uyuyamadım, sabahı zor ettim. Cenaze için sabah erkenden döndüm eve, Ankara'dan, Londra'dan haberi duyan teyzelerim geldi. Ve her gelenle gözyaşı, ağlamalar büyüyordu, ağlamamak işten değildi sonuçta yitip giden bir insan vardı. Her gün biçok kişinin başına geliyor bu oysa ölüm hayata yabancı değil, amma velakin yolda bir cenaze arabası gördüğümüzde başımızı çevirip kendi hayatımıza bakıyoruz. Nitekim bizim başımıza geldiği zaman anlıyoruz durumun ciddiyetini. Allah herkese ve sevdiklerine uzun ömürler versin. Zor bir insan kaybetmek, çok zor.



Bu düşünce duygularla bitiverdi gün anlamadım bile. Ertesi gün çok önemli bir gündü. Ve kafamın dağılması gerekiyordu, tekrar çalışmaya başladım. Bu hafta boyunca sevindiğim şeylere gelirsem BJK'Min FeBeyi yenmesi beni sevindirdi az da olsa. Ve sevdiklerimin yanımda olduğunu bilmek mutlu etti bir kez daha..

Nefes aldığıma şükrettim ve en yakınlarımın da.Yaşamak güzel şey zaman zaman bıktığımızı söylesek de güzel. Ve bunun kıymetini bilelim derim ben, mecburiyetten değil zevk alarak yaşayalım hani.

Çünkü yarınımızın garantisi yok, o bıktığımız hayat her an bitebilir hiç farkına varmadan..

Ölüyorum tanrım

Bu da oldu işte

Her ölüm erken ölümdür

Biliyorum tanrım.

Ama, ayrıca, aldığın şu hayat

Fena değildir..

Üstü kalsın...



Cemal Süreyya..



Güzel şiir değil mi.. bence güzel.. :(:

VE HAYAT...

22 Kasım 2009 Pazar

Bir hafta oldu yazmayalı...

Fırsatım oldu ama yazasım gelmedi.

Fuar sorunsuz bitti, oteldeyken aldığım telefon beni bitirdi diyebilirim.

Dayımı geçen hafta kaybettik.
Hastaydı, yaşı genç sayılmazdı ama "her ölüm erken ölümdür" ya şairin dediği gibi.. Hani irkiliyosun, silkeliyor seni sanki, hayat bu bak diyor, miladı dolan gidiyor diyor.

Bir çok şeyi tekrar anladım; dünyada ölümden başka herşeyin yalan olduğunu, her canlının bir gün ölümü tadacak olduğunu ve kendin değil bigün bir yakınını kaybederken ölümün soğuk yüzüyle karşılaşacak olduğunu...

Ve anladım ki herşeye rağmen hayat devam ediyor...

Herşeye alışılıyor...
Sevdiklerimizi kaybetme korkusuysa hep bizle...
Ölüme diyecek söz yok.
:(

CECİ KAÇAR...:)

15 Kasım 2009 Pazar
YOĞUN TEMPOLU BİR HAFTAYA GİRİYORUM...

Eveeet güzel bir haftasonu geçirdim. Evde dinlenmeye vaktim olmadı, gezdim, tozdum, pazara da gittim, sinemaya da. Tarak toka bile yaptım. 10 dakikada, buyrunuz; :)


Şimdiiik zor bir hafta beni bekliyor.
2 gün internete giremeyeceğim, kongre yerininn evimize uzak olması nedeniyle işyeri kongre yerine yakın bir otelde oda tutmuş biz çalışanlar için.


Orda konaklayacağız 2 gece. Geçen sene 5 yıldızlı otelde kalmıştık bu sene yıldızlar küçüldü, o yüzden nasıl bir otelle odayla karşılaşabileceğimi kestiremiyorum. Evimden uzakta iki gece geçirmek bile canımı sıkıyor ama otel iyi olunca rahat ve konforlu bi şekilde günü geçirebiliyorsun. Zaten yorgunluktan ötürü erken uyuyorsun geçip gidiyor.


2 gün sonra da sektörel fuarımız başlıyor, diğer hafta pazartesine kadar, yani cumartesi pazar da fuar olduğu için fazla mesaideyim :) Of yaa.. Allahım umarım sorunsuz, az stresli, hayırlı bişekilde geçer gider...Bloğumu özleyeceğim 2 gün..Fırsatını bulursam bakarım tabiki ama sanmıyorum..
Bana bol şans dileyin olurmuu..Sorunsuz geçsin şu hafta..Sonrası zaten bayram, dinlenmece, eğlenmece.. :)
Ben şimdi gidip 2 günlük bavulcazımı hazırlamak durumundayım. Takdir edersiniz ki bu bavul hazırlama mevzusu baya zaman alıcak :)

Görüşmek üzere adios şekerler...Muakkk..

AŞK GELİYORUM DEMEZ... :)


Bugün daha önceden izlemeyi planladığımız Aşk Geliyorum Demez filmine gittim. Kalabalıktı sinema, pazar günü herkesin tercihi sinema olmuş sinema kültürümüz vizyona daha çok yerli filmin girmesiyle gelişiyor sevindim, gerçi çoğu çiftti :)
Konu klasik, çok şey ummayın derim ama beğendin mi diye sorarsanız bir emek var ortada ve izlerken sıkılmadan keyif alarak her karesini sindirerek dudağınızda küçük de olsa bir tebessümle izliyorsunuz...Eski türk sineması tadında keyifli, eğlenceli bir film.Sevgilinizle gitmek zorunda değilsiniz bölee dupduygusal bi aşk filmi falan değil. Basit konulu, dostluğa, insanlığa, sevgiye dair temiz bir film. Müzikleri hoş ki Göksel'in baksana talihe şarkısında kıpır kıpır yerimde duramadım valla, bu filmi seçmemde etkisi olmuştur, saklayamayacağım :)

Tolga Sayışman da gördüğüm rollerinden daha başarılı bir performans sergilemiş. Berguzar da hoş, güzel bir karakterde. Biraz salak, aşık bir kızı oynuyor ama iyidir iyii. Zeki Alasya, Altan Erkekli zaten yorumsuz... Sarp Apak bile var ayol :) Yani izlenesi bi film. Ceci tavsiye eder..;)


Sinemada cipsiymiş, kolasıymış, çikolatasıymış, bisküvisiymiş bisürü nevaleyi indirdik mideye. Kesmedi üstüne kumpir ki hep benim aç gözlülüğüm yüzünden ve Burger King...Şiştim yani bu akşam bişey yemesem anca iner bu göbek..Yuh bana, gerçi patatesleri bitiremedim, kumpirden 3-4 kaşık aldım, hamburger desen küçücük..Ama hala midem davul gibi..Haftasonu süperdi bakalım bu hafta nasıl geçicek...
Bu da bugünkü lohusa taçlı ben :))

PARIL PARIL PARILDAK...

14 Kasım 2009 Cumartesi
Bu 3 ürünü yurtdışından çok sevdiğim arkadaşım göndermişti. Değişik ürünler olduğu için paylaşmak istedim, hemde size nacizane tavsiyem olmuş olur... :)




1. Nextin bu 3'lü setinden ki çift taraflı olduğu için 6 renk karlılığı sağlıyor :) Sadece birini kırmızı olanını kullandım, , güzel bir kalıcılığı var, swatch yapamadım..Ama renkler gerçekten dudakta çok nemli ve hoş duruyor.
2. Bu da Helen markalı şeffaf parlatıcı, istediğiniz renge dönüştürmek sizin elinizde, ruju sürüyorum bakın en son kırmızı kullanmışım, üstüne sürdünmü parıl parıl... :)





3. Efendim bu da hem dudakta parlıyor hem elde :) Karanlık mekanlarda çıkarıyorsunuz, ışığı yanıyor, aynası da var kenarında, ohh lavaboya gitmene gerek kalmadan rahatçana sürün :)

Markası silinmiş hatırlamıyorum ama şundan sanırım;




AY NE KADAR UZUN MİMMM :)


Sevgilil Aslıcım ve Aishacım beni aynı anda mimlemiş, öncelikle çok teşekkür ediyorum bu güzel mim için ve başlıyorum baya uzunmuş maşallah :)

En son hangi ülke gündemiyle canını çok sıktın?

Ya allasen başka bir ülkenin gündemi hiç bizim kadar sıkıcı ve acıklı olabilir mi?
O yüzden tek geçiyorum only turkey diyorum ben bahse bile girerim hani :)


En son hangi şarkıdan nefret ettin?
Hadi bütün aşklar alaturka
İnadına inadına çalkala
Hayır yani dilime dolanmıyor da değil ama nefret ediyorummm böle fıkırdak, ağza hemen dolanan, her yerde çalan anlamsız şarkılardan :) (Benim nefretim bile böle yani, azcık sever gibiii )


En son hangi fast food ürününden tiksindin?
Bu ara tavuk döner yiyemiyorum, sevemiyorum, hep kuşkuluyum acaba yediğim gerçek tavuk mu diye? 

En son hangi sakatatı yedin ?
Yediğim ve yiyebileceğim tek sakatat kokoreçççç..koko koko.. :)


En son hangi yerli şarkıyı beğendin?
Limon Çiçekleri . Çok cici çok hoşuma gidiyor gülümsetiyor :) bak yazarken bile gülümsüyorum :)

En son hangi yabancı sözlü şarkıyı beğendin?
Arash-pure love

En son hangi yerli filmi beğendin?
Nefes


En son hangi yabancı filmi beğendin?
İçten gelen ( Ama hiiç beğenmedimm tavsiye de etmem :))

En son hangi kitabı okudun?
Elif Şafak Aşk
Şuan elimin altında bitmesi gereken o kadar çok kitap var ki bitmediği için yazamıyorum çok feci bi durum :)


En son hangi bilgisayar oyununu oynadın?
Need for speed :) Anca orada bide rüyamda deli gibi hız yapıp araba kullanabilirim :)


En son hangi mizah dergisini okudun?
Lombak ve Leman. Ama yıllarr oluyorr...

En son neyden korktun?
Ay bunu düşünsem veya korkunca editlesem bu yazıyı olmazmı, yani hatırlamıyorumkii...

En son kime veya neye küfrettin?
En son belediye otobüsü şoförüne küfreder gibi oldum, hem her durakta durup müşteri alıyor hem de kapı kapanmayınca inin diyor millete, allam yaa ş....siz demiştim ehi ehi :) ozaman almaaa yani dimi ! ama hergün ediyorum bu düzene, bizi yönetenlere valla, napiiim :)


En son neyden kaçtın (opsiyonel: koşarak ta olabilir)?
Valla işten geçen gün 5-10 dakka erken kaçtım, müdür de erken çıkmıştı fırsattan istifade...

En sevdiğin 5 film?
  1. Issız Adam
  2. Brave Heart
  3. Kelebek Etkisi
  4. Gönül yarası
  5. Ah nerede Vah nerede (Yani bin kerede izlesem doymam, bayılıyorummm...:)
En sevdiğin 5 şarkı?
  1. Cranberries- Promises
  2. Cranberries- Animal Instinct
  3. Sezen Aksu-Erkek Güzeli
  4. Ahmet Kaya- Kendine İyi Bak.
  5. Micheal Fugain- Une belle Historie
Biraz ortaya karışık gibi oldu ama aslında sevdiğim çok şarkı var, seçemiyorum böle :)
En sevdiğin 5 yemek?
Yaprak Dolması, Amerikan Salatası, Midye Dolma, Ispanak ve Mantar yemekleri...

En sevdiğin 5 isim?
Masal, Leylim, Asya..

En sevdiğin 5 oyun (herhangi)?
Need for Speed, The Sims, Tetris, Okey, Tavla :)
En büyük korkun nedir?
Kesinlikle sevdiklerimi kaybetmek ve yaşlanmak..
En nefret ettiğin 5 klişe nedir?
  • Ben senin yaşındayken başlayan cümleler.
  • Ben insan sarrafıyım şeklindeki böbürlenmeler.
  • Sen giderken ben dönüyordum diyen saçmalamalar.
  • Teklif etti ama kabul etmedim (Genelde kızların klişeleri)
  • Yedi göbekten istanbulluyuz :) (E napiim bende İspanyol göçmeniyimm :P )
İştee böyleeee...:) (Ay bu laf da klişemi oldu nee :))
Ben de bu mimi içine sevgilerimi de ekleyerek duygucuma, volkan ve kalderanın anneciğine ve dominikaya yolluyorummm...

AŞKIM MUTFAK! :)

Evet sıra içinde çocuklar, misafirler duymadan rahat rahat kavga edebileceğimiz Muffak'da! Şaka şaka :)
En lezzetli yemekleri pişirdiğimiz, afiyetle, tatlı sohbetlerle beraber mideye indirdiğimiz, sevgilinin yemekden hemen sonra salona kaçmadığı, etrafı toplamada bana yardım edeceği, yani kısaca kendine has bir yaşam alanı olan mutfakda sıra :)





Mutfak dediğin büyük olmalı ki içinde rahat rahat hareket edebilesin. Şuanki evimizin mutfağı büyük, evlenince nasıl olur bilemiycem ama küçük de olsa onu kullanışlı ve rahat hale getirmek elimde sanırım..:)

Bol ışıklı, gün ışığı alan bir mutfak idealindeyim açıkçası. Güneşi gördükçe yemek yapmak daha keyiflenecek. En azından havanın nasıl olduğunu bilmek günü mutfakta geçirenin de hakkı :

Perdeler renkli ve stor olsun mümkünse..Penceremin önünde menekşe, begonya..çiçekimsi bitkimsi güzellikler..:)





Yemek salonda veya yemek odasında bile yenecekse mutfakda masa şart. Küçük ve sevimli, en fazla 6 kişilik bir masa, perdelerle uyumlu örtüsü.
Ve rengarenk yemek takımları.


Ben leziz kekler, kurabiyeler pişirsem, fırından sıpsıcak çıkarıp çayımızla içsek şuracıkta :)

Mutfakta da depolama önemli bir mevzu olduğundan baharat takımları, kuru gıda kavanozları için bol bol çekmece, askı, raf, kiler işlevi görecek boy dolapları...



Beni şu pek neşeli köşede bırakın, soğanımı neyim doğrarım 24 saat valla hiç gocunmam :)






Önlük,ekmek sepeti,fırın eldiveni, tutacaklardan oluşan mutfak setiii :)

Evet işte tam da böyle bi mutfakcık, çokmu istedim ki? :)
Devam edecek..;)

Related Posts with Thumbnails