Düğün Halleri...

30 Mayıs 2010 Pazar

O kadar yoğun ve yorucu ki şu sıralar işler.

Kaç gündür bloğumdan uzağım ve bu postu yazmakta geciktim.
İşte merak edenler için söz verdiğim gibi

düğün şekli şemalim :)






Aşrı aşrı memleketten kız alırken..:P

28 Mayıs 2010 Cuma
Kombin kervanına katılmış bulunuyorummm...


İşte dün akşam böyleydim, ayakkabılarım çıkmamış ama bu elbiseye uygun topuklu klasik bir ayakkabıydı. Beğendiniz mi? Bana kalırsa iş çıkışı alelacele bu kadar hazırlıkla idare eder :)

Harika Oyna..Oynamaya Doyma..:)

Hafta içi kına gecesi mi olur ya, hem de cuma da değil perşembe, ertesi gün iş!

Dün iş çıkışı koştur koştur gittim eve, hazırlandım o yorgun argınlıkla. Ama gece başlayınca niyeyse allah tarafından bi enerji kuvvet geldi de oynayabildim :) Ya oynayamasaydım hiç ne olurdu halim, bizde oynanamak çok büyük ayıp, günahtır da :)

Püff amma yorgunum, yarına karşı enerji toplamam lazım.Malum düğünde de döktürcez,döktürme mecburiyetindeyiz yani kaçış yok. Oynamaktan bitkin düşersin de acık bi sandalyeye çömersin, teyzenin biri gelir,hiçbi samimiyetinde yoktur he, "ne oturuyosun hadi kalk oyna kız oyna" diye dürtükler sırıta sırıta :) Sen de söylene söve kalkıp oynamaya başlarsın, yüzde hafif bıkkın bitkin gülümsemeyle..

Bide kına gecesinde ağlanır dimi, gerçi biz erkek tarafıyız. Ama kız tarafıda olsak, hatta şahsen bizzat kendimin olsa ağlamam heralde ya eskidenmiş o annemin evinden çıktım gittim durumları, şimdilerde kızlar hep annelerinin evinde :)

Bugün cuma ya hani yaşasınn tatil başlıyo ya hanii...

Bu güzel şarkıyla coşalım ha ne dersiniz...




hadi kalk yerinden oyna
oyna oynamaya doyma
bu gece senin yarını boşver
kim ne derse sesini duyma!


Harika Avcı vardı bi ara hakkat şimdi nerelerde ya, ben beğenirdim kendisini..Hatun kaç yaşında hala "taşın vücut bulmuş hali" durumlarında, yanılıyormuyum. Hani cami yıkılsa da mihrap yerinde cinsinden :)

Pers Prensi Zamanın Kumları..

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Zamanı geri alabilseydiniz hangi ana dönmek isterdiniz ve neden?
İşte bu soruyu sordurtan Haftasonu izlediğimiz Pers Prensi Zamanın Kumları filmi...Fragmanlarını daha önce izlemiş, aksiyonlardan baya bi etkilenmiştim. Filmse gerçekten hakkını vermiş.

Aksiyon filmlerini pek tercih etmememe rağmen sevdim, müthiş sürükleyici, macera ve fantastik film severlerin bayılacağı türden. Zaten öncesinde oyunu mevcutmuş, oynayanlar için dört gözle beklenen bir filmmiş. Hiç oynamadım bilmiyorum ama filmi beğendim. Zamanın geriye alımı mevsuzu filmde mantıklı bir şekilde işlenmiş. Keşke gerçekten öyle olabilseydi dimi :) Ses ve görüntü efektleri muhteşem. Zaten ezeli beridir savaş filmlerinde filan at nalı şakırtılarına bitmişimdir. Yakın çekerler bir de sanki at hızla senin üstüne geliyo gibi :) Battal Gazi filmlerini anımsatan sahneler de mevcut tabi. Gitgide Türk filmlerini mi copy ediyorlar nedir, tabi bikaç level üstünü çekerek. Gerçek katilin kim olduğunun ortaya çıkması şaşırtısı da var polisiye gerilim tadında. İsimler yabancı gelmiyor bide; Nizam Amca, Destan. Prenses Tamina güzel otantik hatun. Etkilenmicek gibi değil nitekim. Oyunculuk performansları da profosyonel..
Yanisi sizin de seveceğinizi umuyor, filmi tavsiye ediyorum canlar ;)

Ayrılıklara da dayanırmışım...

23 Mayıs 2010 Pazar
Başlığa bak yazıya bak diyeceksiniz. Reklamından farklı, seyirciyi ters köşeye yatıran dizilerin senaristleri gibiyim dimi :)



Tükettiğim kozmetik ürünlerinden bahsediyorum halbuki..




Bunları bitirdiğime seviniyorum çünkü yenilerini almak için sebebim olmuş oluyor :)









1-Loreal Canlandırıcı Tonik: 2 yılı aşkın mazisiyle başlarda sık, sonlarda seyrek kullanmam neticesinde miladını dolduran bu ürünü başarılı buluyorum...


2-Diadermine Hassas Göz Makyajı Temizleyici:Severek kullandım, tekrar alınır ama cilt bakımında çeşit çok, başka ürünler denemek istiyorum.



3- Loreal Telescopic Maskara: Bunun fırçasını çok seviyordum, hatta ürünü atmayıp fırçasını kullanmak adına saklamayı düşünüyorum..




4-5- Rimmel Fondoten ve Elf Bronz Powder'ın ortak bir hikayesi var, ikisi de ömürlerini birleşerek tamamladılar. Şöyle ki..;





Kırılan elf bronz pudramı avonun kullanmadığım tenime çok koyu gelen sıvı fondoteniyle karıştırıp bitmiş rimmel fondotenin içinde muhafeze ettim. Aslında tam bitmedi, çok az kaldı, bitirip çöpe yollayacağım..


Saçım, kaşlarım oldukça siyah olmasına rağmen ten rengim o kadar bronz değildir, kışın benden beklenmicek şekilde beyazımdır :) Farkı, farklı zamanlardaki iki resmin kolajı sayesinde anlayacaksınız..

Ceci Cumartesi Mesaisi'nde..

22 Mayıs 2010 Cumartesi




Cumartesi mesaimiz olan Genel Kurulumuzu da stres yüküyle ama hayırlısıyla atlattık...
Salonun düzeninden, gelen konuklara kadar sorumluluğum büyüktü.
Kendimi de çekmeyi ihmal etmedim tabi.
Otelin tuvaletinde kendime poz verdim :)
Elbisem çok güzeldi ama hava kıştan kalma gibi olunca hırka takviyemi yaptım, şurda görebilirsiniz.
Şuan topuklu ayakkabılarımdan kurtulmuş dinleniyorum..
Oh çekme vaktidir şimdi..Ohhh..:)

Ceci'den tavsiyeler...

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Açık renklerde yapılmış günlük göz makyajınızı siyah beyaz ve ışıltılı koyu tonlardaki farlarınızı kullanarak gece makyajına çevirebilirsiniz. Gerçi benim günlük kullandığım makyajım bile bol rimel, eyelinerla ağırlaşabiliyor görüldüğü üzere. 

Pratik olarak;

Göz kapağımızın kuyruk kısmına uyguladığımız siyah farı fırça yardımıyla gözaltına diplere kadar dağıtıp bütünmüş havası veriyoruz. Sonra kaş altına da açık tonda farı kullanıp aydınlık bir görüntü sağlıyoruz.
Ve makyajımız daha gösterişli daha koyu bir gece makyajı olup bitiyor...



Makyaj ürünlerinden en sevdiğim fardır desem yalan olmaz.

Çeşit çeşit renk renk far almayı seviyorum.

İşte farlarım...





Fiyonklu yüzüğümü sevgili rosein sayesinde Beyoğlu iş merkezinden 3 liraya aldım..:)
Teşekkürler cnm..
Sizde beğendiyseniz Beyoğlu İş Merkezi'nin alt katındaki ilk dükkanların birinde bulabilirsiniz...

Pozitif Ol...

18 Mayıs 2010 Salı



Çok yoğun bi hafta başladı.

Haftasonu büyük organizasyonumuz var ve büyük bi yarış...bakalım neler olacak?

Bugün başımı kaldırmadım işten. Neyse ki yarın tatil, biraz olsun dinlenirim.

Güçlü olmaya çalışıyorum. Bazen nedensizce pes ediyorum, yorulduğumu hissediyorum, sızlanıyorum da...Ama pozitif olmaya çalışıyorum..

"Be Pozitive.."

Bu cümle yazılıydı not kağıdında, giderken bilgisayarıma yapıştırmıştı.


Hep hatırlarım" Itır abla"mı..O 6 ay çalışmıştı bense o kadar yıl neredeyse..
ben giderken ne yazarım acaba sonrakime?
:)
Neyisee haydii cümeleten be pozitive..;)

Aman Yeşillendi Fındık Dalları...

16 Mayıs 2010 Pazar
Geçen hafta 6 ay kış geçirmiş bünyemize yetmeyince
bu haftada güneşlenelim dedik...
dün yağan yağmurun aksine hafif esintili sıpsıcak bi hava vardı...
Güzel bir gün daha geçti gitti...mutluyumm..mutluyuzz...
:)

Alışveriş ve Sinema...

15 Mayıs 2010 Cumartesi
Bugün aldığım ciciler.
Sandaletler 25 TL, çanta 10 TL.


yer: Bakırköy Cumartesi pazarı... (ayakkabı pazarın girişindeki dükkandan)
Sandaletlerin kahverengi ve beyazı mevcut. Almak isteynler yarında gidebilir, açıktır herhalde.
Yarın hemen giymeyi düşünüorum ayacıklarıma renk gelsinn :)




Benim pazar sevdam bittikten sonra yemek yiyip sinemaya gittik.

Vizyonda pek güzel film yoktu bana göre. "Remember Me" filmine girdik,mysterycim de bahsemişti daha önce, kötü olmadığını biliyordum sadece başka detay yoktu aklımda, yorum filan hiç okumayı sevmem zaten vizyondaki filmler hakkında. En iysii beklentisiz boş kafayla gitmektir bir filme. Sevdim neyseki. Konular klişe gibi geliyor artık bana neden bilmiyorum ama. Ayrıntılar filmi farklı kılıyor, eğer güzel yerlere vurgu yapılmışsa hoşa gidebiliyor. Tyler'ın kızkardeşi için çabalaması, sorumsuz ebeveyn ve çocuk ilişkisi, tutkulu ve birden gelişen aşk,espriler, az da olsa arkadaşlık...güzeldi..O küçük kızla uğraşan sınıf arkadaşlarına uyuz oldum. Ama Tyler güzel derslerini verdi. Ally hoş bi hatundu, bu ikili tutkulu bir aşık oldular, sevdim. Tarihle ilgili bocalamalarım oldu, kaç yaşında bu, kaç yıl geçmiş filan derken öğretmenin tahtaya yazdığı tarihle irkildim, aha dedim özel bi gün. Filmi 11 Eylül saldırısına bağladılar. Ve O beklenmeyen sona çok üzüldüm, iki damla yaş da akıttım. Bu kadar açıklama yeter ki izlemek isteyen insanlar kabak gibi herşey meydanda diye vazgeçmesinler dimi... :)

Ceci'nin gözünde doğa...

13 Mayıs 2010 Perşembe
Tamamen keyif amaçlı yapılmış boyanmalar..:)
Çok renkliliği seviyorum galiba...

Makyajda tema kullanma fikri de gayet hoş öyle değil mi?
Aslında en başında buna karar vermemiştim ama ortaya çıkan sonuçta benzetme yaptım...

BU YAZ BOL DOMATES YİYELİM Mi? :)

Kanserle savaşta 'kırmızı' gücü
Kırmızı renk pigmentine sahip besinler, kanserle savaşta önemli bir rol oynuyor

Uzmanlar açıkladı: Sebze ve meyvelerin kanserden koruyucu etkisi doğal olarak yetiştikleri dönemde daha fazladır. Bu nedenle besinler en bol ve en ucuz olduğu dönemde sıklıkla tüketilmelidir.

Kırmızı ve siyah renkli meyve ile sebzeler kansere karşı etkilidir. Çünkü bu renk pigmentine sahip besinlerin kanserle savaşım gücü çok yüksektir.


Kışın karnabahar, kara lahana, kırmızı lahana; yazın ise en çok domates tüketilmelidir.


Ten ürünlerim ve bana hissettirdikleri...

12 Mayıs 2010 Çarşamba


Makyaj çantamı sizler için açtım...e buyrun bakalımm :)


Başlık çok egzantrik oldu dimi, bugün kozmik ruhuma uygun post paylaşıcam izninizle.
Kullandığım ten ürünleri, allık, fondoten, pudra, kapatıcı tarzı ürünler bunlar. Görüldüğü üzere tek bir markada takılı kalmıyorum, değişik ürünler denemeyi seviyorum. Mac, nars gibi çok pahalı ürünlerim yok. Ten ürünlerinde bitmeden almayı sevmiyorum ki yeni yeni makyaja merağım arttığı için az ve öz olarak bunlar yetiyor işte...



1- FLORMAR TRUE COLOR SHEER MAKE-UP FONDOTEN; Yağlı bir yapısı var kelimenin tam anlamıyla sıvı fondoten, ama hoşuma gidiyor, yüzümü dengeliyor renk olarak da.

2- Avon Color Trend Fondoten: Alalı çok uzun zaman oldu, ama o kadar koyu geldiki ancak bronzlaşınca kullanabiliyorum, artık bu yaz bitirip veda etmeyi düşünüyorum :)



3- Rimmel Fondaten; Bitti sayılır, kapatıcılığı iyi ama çok kalın bir tabaka oluşturuyor yüzde, renk uyumu olduğu için seviyorum.

4.Elf All Over Stick; İlk başta kokusundanmıdır sert yapısındanmıdır pek sevemedim, ama küçük olduğundan yanımda taşıyorum rahatça ve alıştım şimdi bunu da bitirmek üzereyim.


5. Flormar Pata Krem; Daha tam anlamıyla kullanıma geçemedim, deneme amaçlı üstün körü kullandım ama klasik pudralardan farklı yumuşak nemlendirici bir pürüzsüzlük sağlıyor, sert buldum yapısını, ne fondoten ne pudra arası bişi pata krem oluyo heralde..

6-Maybelline Dream Mat Pudra: Bunu yeni almıştım hoşuma gitti, parlamayan cilt isteyince güzel bi kapatıcılığı var ama ben parıltıları seviyorum..

7-Elf Bronzer: Bunu da kullanmam diyip sonradan sevdim, ama düştü elimden kırıldı gramajı az olduğu için zaten dert edinmedim, presledim ve bitti :)

8- Next Top Allık: Şeftali renkli simli çok sık kullandığım allığım..



9- Flormar pembe allık: Yüze hoş bi canlılık kazandırıyor.

10-Stila Allık; Gramajı oldukça fazla, kocaman simleri olmasa bronzer olarak da kullanılabilir.

11- Flormar Allık; Öylesine pembiş bi allık işte.

12-Pastel Magic Touch Kapatıcı; İşte bunu inanılmaz seviyorum, bu ürünü denemeyen bir an önce tanışmalı bence. Sert gibi görünen ama tende kolayca dağılan kapatıcılığı süper bir ürün, alt kısmında aydınlatıcısı da mevcut.

13-Golden Rose Stick Conceilar; Kapatıcı ama ben göz altımı aydınlatmak için kullanıyorum,açık bi renk zaten ve süper yumuşak, kayıp gidiyor resmen, şiddetle tavsiye ederim...
Uygun bir vakitte farlarımı, rujlarımı, glosslarımı, fırçalarımı ve bunlar hakkında fikriyatımı da paylaşacağım..isterseniz tabii :)

TATLIYIM TATLISINIZ TATLILAR BLOGGER ÖDÜLÜ

11 Mayıs 2010 Salı

Çok cici, pek tatlı blog arkadaşlarımdan; sevgili nilgün, cicibebe, Yeşim, Atölyekedi, güneşyüksel , thales, nah a perfect day , çatı katı, Yaseminaslı ve Ayshenur beni bu tatlı blogger ödülüne layık görmüşler. Çok çok teşekkür ediyorum kendilerine o kadar mutlu oldum ki anlatamam :) Seviyorum hepinizi...



Kurallar :
Bu ödülü 10 tatlı blogger'a gönderin.
Bu ödülle ilgili bir post yazın fotoyu ve ödülü göndereni yazın.
Ödülü blogunuza koyun.
Ödüllendirdiğiniz 10 kişiyi yorumla bilgilendirin


Bi dünya tatlı blogger var 10 kişi ile sınırlandırmam çok çok zor..Ama kuralı bozmak istemiyorum o yüzden benim tatlılarımmm;


  1. Joey Potter
  2. Thales
  3. Duygu
  4. Stockholm Sendromu
  5. Çilekli sakız
  6. Dursun zaman
  7. Kokoş Tubiş
  8. cemre
  9. Sochic
  10. Mystery
  11. Bir sonraki ödüllerde görüşmek dileğiylee esen kalınn blog dünyası...:)

Güneş Seni Seviyorummm...

9 Mayıs 2010 Pazar




Taksim*Cihangir*Tophane*
Güzel bir gün daha bitti...
İlk defa güneşi sıcağı bu denli şiddetli hissettim.
Çimlere uzandımmm, sanırım biraz yandımmm...
Haftaya güneşlenme nevalelerimle gitmeyi düşünüyorum Cihangir'e
Krem, havlu, güneş gözlüğü filan :)
Ama güneşlenmek cidden iyi fikir, hem denize karşı, hem çimenler altında hem de güneş tam tepende. Of of diyorum yanii...:)

Kozmik Post...



Kırmızı dudak şeklindeki çantayı sonunda buldum ve benim oldu..:) Taksime yolunuz düşerse Erkul Kozmetiğe muhakkak uğrayın, müthiş indirimler ve ürünler var ;)

Kaşlarıma sansür uyguladım biraz çünkü alınmaları gerek... (:

Annem İçin...

Sen bi gün değil benim için

her gün özelsinnn...



Başta beni büyüten bu yaşlara getiren hep önce çocuklarını düşünen fedekar cefakar canım annemin sonrada tüm annelerin,anne adaylarının bu müstesna günü kutlu olsun...


Karşılıksız sevginin vücut ve ruh bulmuş hali "Anne"dir.


Umarım her kadının yaşaması gereken bu yüce duyguyu Allah herkese nasip eder..

Aldımm yine..

7 Mayıs 2010 Cuma
Neyse ki bitti bu hafta..ne kadar uzun geldi bana. Bugün çok gergindim normalde cuma günleri tatil modunda pek bi şen olurdum ama sabah mide bulantısı ve baş ağrısıyla uyanınca ve bütün haftanın yorguınluğunu iliklerine değin hissedince pek bi tatsızdım..Ama herzamanki gibi bişi alınca kendimi buldum neşem yerine geldi..
Watsons indiriminden Nivea tonik...Bilginiz olsun müthiş indirimler devam ediyor...




İsim yazılabilir el yapımı tahta aynalar, otantik ruhuma iyi gelecek...
Bir tanede arkadaşa alınır...




Maybelline mat pudra..En koyusunu seçtim yazı düşünerek tenime uydu deneme amaçlı uyguladım..Resimde hiç de koyumuş gibi durmuyor ama detaylı anlatımını daha sonra paylaşırım..





Yeni yüzüğüm... siyah gibi görünüyor ama içinde parlement mavisi ışıltılar var...



Euromoda kırmızı halhalı görünce kırmızı elbisemi düşünerek aldım daha çok..şimdi bişiye benzemiyo ama takınca çok hoş duruyor..:)
Bi kaç da far almıştım resmini bulamadım, ihtiyacım olduğundan değil tabi far sapıklığımdan :) annem bunları sergimi yapacaksın diyor bi ara üşenmeyip paylaşacağım..
Herkese mutlu mesut haftasonları...!
:)

Evim Evim Kırmızı Evim...

5 Mayıs 2010 Çarşamba


Ceci'nin evi böyle olsun mu? (:










Olsun olsun...






Kırmızı Renkler arasında en güçlü renktir. Heyecanı,sıcaklığı,coşkuyu,yüksek enerjiyi ifade eder.









Enerjimiz hep yüksek olsun...





Zaten üç kuruş fazla olsun kırmızı olsun...


(Abiye Kuzu olsa nasıl farklı söylerdi bunu acaba :) )














Bunları not edeyim de hem bana lazım olacak ilerde hem de size fikir olsun..:)



HAFTASONU; BİR "AŞK DERSİ..."

3 Mayıs 2010 Pazartesi


Haftasonu çabuk geçti her zaman olduğu gibi. uzun uzun yürüdüm bu iki gün boyunca...Uzun ama yemyeşil, sessiz huzur verici bir yol. O kadar iyi geliyor ki bu yürüyüşler.



Pazar günü Aşk dersi adlı filme gittik..



Filmin konusu şöyle; Yıl 1961; savaş sonrası, Beatles öncesi dönemde Londra...16 yaşında zeki ve çekici bir genç kız olan kadınlığa geçişin eşiğinde olan Jenny (Carey Mulligan): Londra’nın banliyölerinden Twickenham’daki odasında Juliette Greco şarkıları söyleyip daha özgür ve Gauloise kokulu bir hayatın hayallerini kurmaktadır. Yağmurlu bir Londra sabahında Jenny’nin rutin hayatı “uygunsuz” bir aşık olan 30 yaşlarındaki David (Peter Sarsgaard)’in gelişiyle alaşağı olur. Parlak bir öğrenci olan Jenny, Oxford’da okuma hakkı kazanmakla, karizmatik ve kendinden yaşça geçkin bir adamın çekici teklifi ve hayatı arasında gidip gelmektedir.



Adından da anlaşılacağı üzere film ders verici nitelikte. Konu çok klişe evli ve hatta çocuklu bir adamın aldatımına gelen bir genç kız var. Ama en önemlli çağında yaşadığı gel gitler, hayal kırıklıkları, pişmanlıklar... "Akıllı" bir kız olup "oxford" için çalışmak yerine olgun adamın kendisine verebileceği imkanların cazibesine kapılıp yaşadığı hezeyanlar, eğitim veya aşk adına verilen tercihdeki hatalar ve ailenin "zengin damat fikri"ni benimsemesinden dolayı kızlarına karşı rahat tutumu filmi daha farklı ve izlenesi yapıyor. 1960ların İngilteresinde 2000lerin Türkiyesini bulmak biraz üzücü olsa da film hoştu doğrusu. Audrey Hepburn'ü anımsatan bu sempatik, alımlı kızımızın çello çalması, arada kendini kaptırıp Fransızca konuşması, Paris'de geçirdikleri harika anlar, caz dinlemeleri, bekaretini vermek için 16 değil de 17sini beklemesi :), başına gelenlerden sonra tekrar hayatını kurtarmak için uğraşması ve anne ve babasına kendine karışmadıkları için sitemde bulunması sevdiğim detaylardı. Müzikler, kıyafetler, dekor ve oyuncular tabiki iyi. Bence dram severler izleyin bayılacaksınız...E feministler de evli adama küfreder artık..:)

Related Posts with Thumbnails