Anne Eli Değmiş Gibi...

28 Kasım 2010 Pazar
Gibisi fazla tabii..
Anneciğim bikaç yıl önce yapmıştı benim için bu örgü boleroyu.
Dolabımın derinliklerinde buldum. Uzun süredir giymiyordum.
Şimdi tekrar kombinlenmeyi bekliyor yeni parçalarla..
Model olsun diye bikaç kere çektim resmini.
Hem broşla önü kapanabilir hem de açık durabilir.
El emeği ile yapılmış giyeceklerin yeri ayrıdır bence.
Daha değerlidir ve her zaman özgün bir havası vardır. Siz nasıl buldunuz? :)


İş Güç Kariyer Cecilia Yahşi.. :)

27 Kasım 2010 Cumartesi

Başlık bişilermi anımsattı? :) Yahşi cazibe açık tvde, ordan esinlendim :)
Bugün fazla mesaideydim.
Genel Kurul Toplantımız vardı. İnanılmaz heyecaanlı ve yoğun geçti.
Şurda bahsettiğim ceketimi ve pileli siyah eteğimi giydim.
Altına kısa botlarım ve işte ben tatatatammm :)
Resimler ortam ışıklarından ve telefondan çekildiği için hiç iyi çıkmadı maalesef :(

Bu ara bir dolu organizasyon var işsel olarak. Kombinleri sizle paylaşırım tabii zaman bulabilirsem :)

Garibim Hadi Gül Biraz... (mim)

21 Kasım 2010 Pazar

"Garip alışkanlıklarınız" diye bir mimim vardı. Mim konusunda çok tembelim, öncelikle özür dilerim uzun zaman oldu. Ama bu süre zarfında da garip alışkanlıklarımı düşündüm. İlk başta "hiç yok ya çok normal bi insanım ben ya" diye düşündüm, ama aklıma bikaç şey gelince paylaşmak istedim, artık siz karar verin ne kadar normalim :)






*Kaçıracağımı bilsem de otobüsün arkasından koşmuyorum koşamıyorum. "Sen kaybettin güzelim" veya "asıl ben sana tenezzül etmiyorum hıh" mı demeye çalışıyorum bilmiyorum ama istifimi pek bozmadığım gerçek :)

*Saçlarıma dokunulmasından hoşlanmıyorum, her yerime dokun bişi demem ama saçlarıma dokununca biri bi sinir oluyorum, bi çek elini felan oluyorm ki sorma gitsin evet saçlarımın dokunulmazlığı var :)

*Çekmeceleri kapatamama huyum var. Yuh dedirten.Ama sanki oraya biraz sonra tekrar bişey koyacakmışım gibi geliyor ve tekrar açacağım içinde kapatmak istemiyorum. Çünkü o aç kapa sesleri beni bitiriyor. Evet traji komik ama öyle. Dolayısıyla anneden her gün üç dört posta zılgıt yiyorum bu çekmeceler neden açık diye :)

*Karışık şeyler yemeyi sevmiyorum. Karışık değilse de ben karıştırıveriyorum. Akla hayale gelmicek ayrı telden çalan tatları birleştirip, biçoğunuzun iğrenç bulacağı şeyleri ben zevkle mideye indirebiliyorum :)

*Uykum geldiği zaman hemen yatmalıyım, yoksa o uykunun kaçacağına ve birdaha gelmeyeceğine inananlardanım, öyle ki geç saatlerde olabilecek bir program için "hııı ama benim uykum var o saatte" diye reddedebilecek kadar alışkanım ona :)

*Tanımadığım kimseyle amaçsızca göz göze gelmeyi, birini inceleyip, süzmeyi sevmem, ben öyle 10 saniyeden fazla bakamam birine ve bana bakılmasından da hoşlanmam yani kendimi tren gibi hissediyorum. Gözlerle rahatsız etmek denilen şey gerçekten var :)

Aklıma şimdilik bunlar geldi, ama içimden bir ses buna benzer bikaç şeyin daha olduğunu söylüyor. Artık aklıma gelirse editlerim..Bende hatırlamış olurum :)

Hayata Anlam Katan Değerler...

20 Kasım 2010 Cumartesi

Dantelli, kolları hafif bombeli düğmeli,etekleri belli olması da kat kat fırfırlı bu şirin elbiseyi nerde görebilirdim ki? Tabiki Beyoğlu İş Merkezinde!
Ben beğendim, alınacak!
alındı, giyilecek! :)





Soluksuz okuduğum, inanılmaz etkilendiğim, mükemmel diye özetleyebileceğim kitaplardan biri oldu.
Sanırım bu yazarın diğer kitaplarını da alıp kütüphaneme eklicem.
Yazarın dilini, uslubunu, aşk anlayışını, verdiği hissiyatları geçtim kitaptaki kahramanları öyle sevdim ki, onlarla güldüm, ağladım.
Ve böyle bir aşkın güzelliğinde, derinliğinde kaybolup o kitaptan ve hikayeden, o dönemden, o yerlerden ayrılmak istemedim hiç.
Abartısız 1 günde bitirilecek 450 sayfalık bir kitap, o kadar sürükleyici ve o kadar gözünün önünde yaşanmaya muktedir bir dilde ve serüvende bir kitap ki okumazsanız yazık edersiniz.


Tanıştırayım Bu da benim kalbim..
İstiklal'de geçen gece yürürken palyoçalar kesti önümüzü.
Küçük bir yardım karşılığında bu şirin şeyi hediye ediyorlardı.
 Bütün akşam elimizde peri kızı edasıyla dolaştık :)
O geceden kalan güzel bir anı oldu..


 Bu da ağabeyin sıradan bir akşama renk katsın diye bakkaldan gelirken çocuk ruhlu kardeşine getirdiği abur cuburlar...
Piko ile bir gönderme mi yaptı acaba? He :)

Kuzime Doğumgünü Süprizi ve Taksim Kaçamağı...

18 Kasım 2010 Perşembe
Tatlım benim nasıl da şaşırdı ya. Aradan zaman geçtiği için unuttuğumuzu sandı. O bayram buluşması sanarken ve ortamın ahengine kendini kaptırmış muhabbete dalmışken gelen pastaya öle saf saf bakıyordu.
Hani kimin doğumgünü bugün, nolio tarzında.
"İyiki doğduuun" diye ismini söylediğimizde kala kaldı öyle.
Bir de insan korkunca dişini parmağıyla yukarı kaldırır ya şaşkınlık ve korkuyla karışık o hareketi yapmaz mı? :) Hani o derece süpriz olduu :)



Bütün kızlar toplandık,toplandık...
poz vermekten geri kalamadık :)
Beyoğlunun akşam kalabalığında rahatlığın tadını çıkardık :)




Burayı o kadar çok sevdim ki yine resimledim.. Şiddetle tavsiye ederim. Kendinizi evinizde gibi hissedebileceğiniz rahatlıkta özel ve güzel bi mekan burası.
Renkli Cafe :) Biz milletin gelmesini beklerken geçen 2 saatlik gibi süre zarfında satranç oynadık, okumak için bırakılmış national geographic dergilerini talan edip kültürel aktivitelerde bulunduk ufak çapta :)



Girişinde akşam vakti bile uzun kuruklar olan Galata Kulesinin heybetine bak bak bak doyamadık...
Resim çektik, köpeklerle selamlaştık, niyetçi tavşanları sevdik..

Ne giydim?
Bir mahsun mor menekşeydim işte :)
Çizmelerim yeni aldığım çizmelerim, belli olmuyor ama Bihter çizmeseymiş. Ben alırken farkında değildim ama kuzi öyle dedi :)



Makyajım nasıl'dı? O da ayak uydurdu mor monekşe konseptine :)




Güzel bir gündü..Bayram devam ediyor...Sevgiler ve iyi bayramlar...:)

Bayram Modları...

15 Kasım 2010 Pazartesi
Evde olunca postların ard arda sıralanması da kaçınılmaz oluyor tabiki..
Tam bir arife havası hakim evde..
Bayram temizliği yapılmış..
Şehir dışından, okullarından kardeşler gelmiş..
Anne güzel yemekler pişiriyor, baklava yapılacak daha..üüüfff..:)
Ufak zamanlı bir kuaför maceram oldu, kaşlarım şekle girdi :)
Tv'de "geniş aile" açık :)
Ve şimdi pijama terlik ikilisiyle bütünleşmiş, duşumu almış, yıkanmış paklanmış bi vaziyette evde yayılmaktayım..:)

İşyerimizin bayram ritüeli..Çikolata ikramı..
Almazmıydınız? :)
Sütlüler bitmek üzere bile..
Bitter sevenlerden değiliz..


Bu da kendime bayram hediyemmm..
Çizme aldım ama şimdilik süpriz..:)


Bayramın 1. günü Babanne, amca ziyareti..
İkinci gün de allah kerim..
:)

Herkese şimdiden sevdikleriyle birlikte mutlu bayramlar diliyorum...
Kurban keseceklerin kurbanlarının kabul olmasıyla birlikte, kesim alanlarında uygun, sağlıklı, hayvana eziyetsiz bir biçimde,  dünyayı bize güldürmicek şekilde olmasını temenni ediyorum..
Sevgilerrr...:*

Bana Özel...:)


Dün akşam takı kutumu açtım, önüne oturdum, malzemelere baktım..
Tamamen doğaçlama böyle bişi çıktı ortaya..
Ben çok sevdim..
Bu bileklik tam benlik tam benlik! oldum..:)



Hızımı alamadım küpelerini de yaptım...:)



Böyle kırmızı siyahlı otantik, süslü müslü bişey çıktı ortaya..
Yapması zor değil ama ben sevdim, hatta en kısa sürede takmayı düşünüyorum..
Belki doğumgünümde de uygun olabilir böle orjinal bişey takmak istiyorum çünkü, belki daha değişik bişey yapabilirim.
Malzeme tedarik edebilirsem..
Az kaldı ya o bakımdan..:)
Siz sevdiniz mi?


Bitenlerin Ardından...


Bunu çok uzun bi süre önce hazırlamıştım ama paylaşmaya fırsat olmadı. Yaz bitiminde biten ürünlerim de yaz ürünleri olacaktı haliyle. Güneş kremleri, dudak nemlendiricisi vs... Daha önce bitirdiklerim burda..

1. Palmolive Duş Jeli: Çok güzel bir kokusu var, palmolivenin duş jellerini seviyorum..

2. Garnier Güneş Koruyucu: 20 faktörlük cildime uygun bir koruyucuydu, sorun yaşamadım.

3. Avon Bronze Sun Projection: Bronzlaşmama katkısı oldu, severek kullandım.

4. Next Glow: Çok az kullanmama rağmen 2 yılın sonunda bitebildi nihayet,şekerli bir kokusu vardı ama ben sıkılmıştım :)

5. Nivea Lip Care Vişne: Bitmedi, eridi gitti :) Ama stokta diğerleri var..

6. Diedermine Arındırıcı Peeling: Oldukça memnun kaldım, kullandığım anda yüzüm hayat buluyordu desem yeri.

Newyork'da 5 Minare...

14 Kasım 2010 Pazar

Evet geçen hafta isteyip de bilet bulamadığımız için yaşadığımız hayal kırıklığını telafi edip gittik filmimize.
Spoiler vermemek için pek fazla yorum yapmıcam bu kez. Çünkü ne desem spoiler olacak bu filmde. Zira az çok anlıyorsunuz gerçekleri, öyle çok dahihane bi kurgu yok Amerikan filmleri gibi. Herşey basit, yalın olarak anlatılmış, ifade edilmiş, sosyal mesaj da var. Ama beni çok fazla etkileyemedi. Filmden çıktıktan sonra hemen konuyu sorsa biri iki yada üç cümleyle anlatırımki filme girmeleri gerek kalmaz. Filmde ayrıntıya da pek fazla yer verilmemiş. Hani ayrıntı bulup onun üzerine düşünebileceğimiz, yorum getirebilceğimiz veya etkileneceğimiz bi durum yok. Filmi çok eleştirir gibi oldum. Ama  hayran kaldığım yanları da yok değil. Bi kere çok emek verilmiş, aksiyon olarak Hollywood standartlarında çekimler yapılmış ki Mahsun Kırmıgül kendini aşmaya devam ediyor. Senaryoyu geçtim ama yönetmen olmak her babayiğidin hakkı değildir takdir edersinizki. Hele filmdeki o heyecanlı sahneler bu konudaki başarısını kanıtlıyor yeterince.Ama dediğim gibi daha şaşırtıcı hayret ettirici bir kurgu beklerdim. Bir tek son bölümü diyorum, o bölümde bir çıkış var ama tabi o da son olduğu için kısa sürüyor ve tipik bir mutsuz son havası yaşanıyor. Ay spoiler vermicem dedim gene de baya konuştum :) Son olarak diyebileceğim büyük emekler verilmiş bu filme  Türk sinemasının daha iyi işler başarması açısından desteğimizi göstermek için emeğe saygıdan hem oyunculuğa saygıdan (haluk bilginer, mustafa sandal...) gidilir. En azından kendiniz karar vermeniz için yorum filan dinlemeden gitmeniz gerekir. Çünkü puanlama konusunda muallakta kalabilecek bir film.

Yaşasın Yemek Yemek :)

13 Kasım 2010 Cumartesi
Usta Bi acılı bi acısz çekk!
 Veya bir urfa bi adana da olabilir :)
Urfa benimki, çok acı sevmiyorum yemeklerde.
Ama ezmeye bayılıyorum.
Dürüm yemenin tadı, zevki, yeri ayrı bende.
Ama lüks bi restaurantta aynı tadı vermiyor işte.
Salaş bi yer olacak, küçücük kutu gibi ocakbaşına yakın.
Veya da karavanlarda oluyor ya sahil kenarında atıyorlar yanına iki sandalye ohh, ayranı da kaptık mı, daha ölüm gelmez size :)


Mercimek çorbası
Tavuklu Pilav
Yayık ayranı
Pide
Böyle bir sofraya hayır demem mümkün değildi zaten :)



Tabii gittiğiniz mekanın atmosferi de önemlidir dimi.
Otantik mekanları hep sevmişimdir :)












Bu blog benim oburluğum sayesinde yemek bloğu olma yolunda emin adımlarla yürüyor :)



Yemek yemeyi seviyorum.

Bence bi özelliğim olacaktıysa yiyip yiyip kilo almamak olmalıydı :)

Durum Raporu :)

10 Kasım 2010 Çarşamba


Kendimde adeta reform yaparak saçlarımı kestirdim :) Uzun süredir uzun saç kullanıyordum ve kendime daha çok yakıştırıyordum. Kısa saç herkese yakışmaz, kullanışı da ayrıntı içermez, risktir hani bilirsiniz. Bi anda esti veya değişiklik olsun diye yada mutsuzum diye değil, sadece canlandırmak için. Zira saçlarımın uçları baya yıpranmıştı, inanılmaz çok dökülüyordu. Beyazların çıkmış olması da cabası. Kökü bende olsa nasılsa diyerek kuaför koltuğuna oturdum ve elini korkak alıştırma dedim, yani bunu derken bende şaşırdım kendime. Hep yakınırız çünkü ucundan al dediğimiz kuaförün saçımızı acımasızca 3 numaraya doğru biçmesinden :) Ama yinede zannettiğimden kısa olmadı. Tabii eski halime göre baya kısaldı. Dahası kestirdikten sonra acabaa dedimm hala güzelmiyim, ama olumlu tepkiler aldım. Görmeyenler de vardıı ama burdan görecekler artık :)



Pazartesi akşamı işyerinde kısa süreli bir toplantıdan sonra  Yöneticimize veda yemeği organizasyonuna katıldık, vedaydı ama keyifli bir geceydi :) Florya Kosova Et Lokantasında harika bir menüyle güzel bir akşam geçirdik. En çok yemekleri sevdim :)



Ufukta 9 günlük bir tatil var..laylalalalalay..Aslında yapılacak en güzel ve olur şey şehirdışına gitmek, güneye inmek, kelimenin tam anlamıyla tatile çıkmak. Ama İstanbul'dayız malesef. Yine de 9 günlük koca bir tatili evde geçirmeyi düşünmüyorum. Şimdiden plan program oluşturmam lazım.

Tatilden sonraki iki hafta müthiş yoğunluk içinde geçicek.. O yüzden gereken enerjiyi toplamalıyım .. :) SON 2.. ;)

Mustafa Kemal, İlebelet Payidardır!‎ 1881-193∞


Uyan Gazi Kemal!. | Facebook Video


Memleketimin güzel kadınları, giydirin çocuklarınızı güzel güzel, doğum günüdür bugün... Çünkü, her 10 Kasım, aslında 19 Mayıs’tır... Cumhuriyet dediğin, korkak babalar tarafından kaybedilir, yürekli evlatları tarafından geri alınır.


Mustafa Kemal, ilebelet payidardır.
 
 
Hangi ülkede her yıl aynı gün aynı dakikada 1 dakikalığına hayat durur?
Bu ne sevgi, bu ne saygı, bu ne özlem..Sahip olduğumuz en kıymetli hazine.
Saat tam 9'u 5 geçe camdan baktığımda bu ülkede hala Atasına saygı duruşunda bulunanları görmenin yarattığı duygu yoğunluğu inanın paha biçilemez..;)
 
Lütfen videoyu ve Yılmaz Özdil'İn bugünki yazısına bakınız..

Hamdolsun Verdiğin Nimetlere! (:

6 Kasım 2010 Cumartesi
Yemek yerken, mutlu olanlardan, yaparken sanat icraat edermiş gibi heyecanlanıp gururlanlardanım ben. Amaç olarak görmesem de araç olarak görüp küçümseyenlerden hiç değilim. Buna rağmen yiyip yiyip kilo almayan mucizevi yaratıklardan da değilim ne yazık ki. Ama dünyada onca güzel nimet varken, onlara sırt dönmek nankörlük olur düşüncesindeyim. Tabii fazla kaçırmamak kaydıyla :)

Herkesin damak zevkine uygun severek yediği besinler vardır..İşte benim vazgeçemediklerim;


1- Mayonez: Bilmem kaç kaloriymişsin, yağ olarak geri dönermişsin, umrum değil. Ki her fastfood menüde 3 kutu bitirip, sonra sevgilininkine asılan ben oha dedirtticek kadar çok seviyorum seni, ele inat.Eşin, benzerin yok şu dünyada. Ketçapmış, hardalmış, senden başkası yalan. Bu sosu bulanlara selam olsun. :)

2- Iceberg Salata; Namı diğer marul :) Hiçbir salata malzemesini senin kadar sevmiyorumm, seni en sade halinle tek başına bile yiyebilirim çatur çıtır..

3- Tatlı Soğan: Benimki soğansız olsun diyenlerden olmadım hiç, tabi kalabalık bir ortama girmeyeceğim zamanlarda.  Böyle bi lezzet, böyle bi tat sevilmezmi. Hele bembeyaz tatlı soğan, arpacık soğanı da diyorlar yediğin şeye ayrı bir lezzet katıyor..:)




4- Mısır: Kaynamışı, közlenmişi, patlamışı, bardakta pişmişi..e) hesi hepsii :) Beni mısır tezgahından uzak tutunn..:)

5- Mantar: Pizzada, kumpirde, salatada, pilavda, herşeye yakışırsın sen, iyiki varsın cnmm :)

İşte bunların hepsini al karıştır, zevkle yerimm ben, o derece :)

AĞLADIKÇA "İspanyolca Yorum"

5 Kasım 2010 Cuma

Bunu sizlerle paylaşmasam olmazdı..Harika bişey..Müziğin evrensel olduğuna bir kanıt daha. Hangi dilde olursa olsun hissettirdikleri aynı değil mi? :)



ağladıkça - ispanyolca | izlesene.com

STRAWBERY- ELF EL ELE HEP BERABER CECİ'YE :)

Alışveriş masalımız devam ediyor..Bu ay kendimi epey bi şımarttım :)
Geçen hafta verdiğim siparişler 8 günde elimde ulaşmış oldu.
Hoş ayın 1i'nde yani 4 günde ülkemize gelmiş bulunan paketin teslimatı ptt'nin çok hızlı (!) çalışmasıyla 8 günü bulabildi.
Makyaj Günlüğü'nün paylaştığı strawbery ile ilgili bir haber okudum biraz önce tesadüfen. Şaşırmadım yazılanlara. Çünkü gerçekten ilgi, kalite ve fiyat konusunda çok başarılılar. Burdan okuyabilirsiniz haberi.

Ne aldım..Öncelikle yeniyıl özel parfüm indiriminden yararlanıp pek bi fikrim olmadan Davidoff Echo tercih ettim. Müthiş fresh bir kokusu var, tereddütlerimi boşa çıkardı. Favori parfümüm olacak gibi.
Bobbi Brown Shimmer pudrayı ne zamandır istiyordum.
Ve promosyon olarak Biotherm bronzer concealler. Ben daha büyük bekliyordum parmak kadar çıktı, ama olsun hediye hediyedir :)


Gelelim Elf'imize. Elf'in fiyatlarına bayılıyorum. Shipping ücreti var gibi görünüyor ama nerdeyse hemen hergün free shipping kodu ve tutar avantajlarıyla bedavaya getirtebiliyorlar. Şu aldıığım ciciler strawberyin 3te 1i kadar tuttu.
Clarifying pressed powder
Studio Makeup Mist & Set
Eyeliner Brush
Studio Warm Bronzer


Deneyelim, görelim bakalımm..:)

Bu İmzaya Hayranım..;)

1 Kasım 2010 Pazartesi

Bu yazımda bahsettiğim kolyem bugünn geldiii boynuma konduu.. Kolyenin güzelliği, kargonun hızı bi yana, özenli paketi beni benden aldı diyebilirim..Sevdim bu alış-verişi.. :) Teşekkürler eJOYA :)

Related Posts with Thumbnails