Çocukların keyfine, midillilerin şirinliğine dicek yok..
Çocuk olasımız geldi...
Elbisemle ayakkabımı biliyorsunuz geçen postumdan. Hazır çiçekler açmışken bende açayım dedim aslında bu ortama eşofman ve spor ayakkabı daha uyardı. Rahat yürümemi, hareket etmemi zorlaştırdı bu hanım hanımcılık ama bilemedik işte artık bidahakine kısmetse.. :)
Bu da internetten bir kare, güzelliği daha net görebilmeniz için...
Samimiyetle tavsiye ediyorum. Sabahları bol çeşitli köy kahvaltısı mevcut. Çocuklar için hamak, hayvanlar, yeşillik...sizin için de tabiki :) Sıkılmak mümkün değil açıkçası..
Bu haftasonu Hacı Sayid - Bakırköy'de nefis bir kahvaltı yaptık .
Canlı müzik eşliğinde 80 çeşit açıkbüfe kahvaltı hizmeti sunuyorlar haftasonları.
Grupfonide kuponu varmış sanırım, bizim haberimiz yoktu, o kadar kalabalıktı ki yer bulmak da zorlandık.
Benim tabak ne kadar da karışık öyle :) Üstüne bide pastamı yedimm..ımmm :)
Ama biliyosunuz ki kahvaltının mutlulukla bi ilgisi var! :)
Haftanın Hediyeleri... <3
Bu yaz bol bol floral desenli, yani bildiğiniz çiçekli basma modeli elbiseler göreceğiz sokaklarda. Ya da ben öyle olucam, belki görürsünüz :)
Bu ciciş elbise LCW'dan...
Yukarıdaki elbise ile ne hoş kombinlenir öyle değil mi...
Süpriz papiler <3 (aşk kokusu var )
Haftanın DIY'ı: Çorap Organizer
Daha ilk aldığımda içindeki zeytinyağı bitince kutusundan faydalanırım diye düşünmüştüm.
Zeytinyağımız bitti. Gerçi kutuyu kullanmak için bitmesine gerek yoktu. Ama ayıramıyoduk zeytinyağını kutusundan :) Bende kutuyu sade görüntüsünden azcık kurtarıp çoraplık yaptım.
Haftanın filmi; Şahane Misafir
Ferzan Özpetek'i oldukça başarılı buluyorum. Bi kere farklı olanı yapıyor ve bir Türk olarak İtalya'da böyle işlere kalkışmış olması gurur verici birşey. Her ne kadar tek bir Türk oyuncu (Cem Yılmaz ki tek başına yeter sanırım) ve Sezen Aksu şarkılarıyla dilimize bir parmak bal çalıyor olmuş gibi gözükse de benim çok hoşuma gitti bu film. Doğa üstünü komediyle harmanlamış filmler her zaman hoşuma gider ama absürd komedi tadında değil. Hani duygusallığı da verecek, belki de mümkündür dedirtebilecek.
Beğendim, sevdim, tavsiye ederim.. :)
Ve Haftanın şarkısı...
Bu haftalık benden bu kadar...Önümüzdeki hafta bakalım görelim neler olacak :)
İş hayatında en çok kullanılan 3 renk; siyah, beyaz ve gri...Bunu lacivert, bej, kahverengi vs. takip eder genelde. Ne sıkıcı, resmiyet kokan renkler dimi :) Aslında havalar netleşse, bahar bahar gibi olsa, güneş hakkını verse mevsiminin biz de renkleneceğiz belki biraz ama şu sıralar böyleyiz...
(-Çok cebelleştim ama kendi kendine anca bu kadar... :) Maalesef boy fotoğrafı mümkün olmadı:( İşte bir ofis kombini daha...-)
"Açken sen sen değilsin" evet de tokken de ben ben değilim yani..
Şu güzelim yemeği aç olduğumda nasıl zevkle, keyifle yerdim..ama toktum :(
sevgiliye eşlik etmek için yedim, yemek zorunda kaldım, ama böyle midemde büyüyo o caanım kremalı mantarlı tavuk...
Bir sonraki gün acısını çıkarttım ama :)
Yediğim, içtiğim benim olsun gelelim gezdiklerime, gördüklerime...
Ve Pier Loti tepesinde tarihi kahve'deyiz..
Ahh ahh.. Bizi bi bu güzel havalar mahvetti... bir de bu güzel manzaralar...
Ve bu muhteşem manzaranın hakkını iyi verelim istedik, türk kahvesi söyledik. Orta, az, çok şekerli çeşitliliğinde. Ama hani gayet de aynı cezvede, gayet de bir örnek, karıştırılıp getirildi, olsuun! :)
O koca yüzük bana ait, anca soğutur niyetine :)
Dünün güzelliğine inat yapar gibi soğuk, yağmurlu bir gündü Pazartesi...
Bir kadının dolabında bulunması gereken 100 şey listesinde siyah elbise birinci sıradaysa beyaz gömlek de ikinci sıradadır. Ve bu listede inci kolye de kesin vardır.
Bir klasikdir, Her dem kurtarıcıdır.
Sıkıcı gelebiliyor bazen ama iş için de en ideali oluyor...
Gömlek ve etek: Koton'dan...
Topla topla nereye kadar?..Toplan toplan sonuç ne?... :)
Bu aralar o kadar yoğun geçiyor ki zaman tek bir postta neler yaptığımdan bahsetmek daha pratik ve keyifli geliyor açıkçası. Sizin de hoşunuza gidiyordur umarım..
En son ne pişirdimmm?
Evet ben pişirdim :) Zeytinyağlı fasülye ve pilav yaptım. Artık yavaş yavaş mutfak işine girmeliyim.Bu arada zeytinyağlı fasülye benim prof. anlamda (makarna, yumurta vs hariç) ilk yaptığım yemekti. 15-16 filandım herhalde.Ondan sonra da hiç yeltenmedim açıkçası ve deneyeyim bakayım unutmuşmuyum dedim ama yok unutmamışım çok lezzetliydi :)
En son ne sürdümmm?
Pastel 123..
Rengini yansıtmak için çok uğraştım.. İlk bakıldığında mavi gibi, sonra yeşil gibi. Aslında o içinde yeşil ışıltıları olan metalik bir mavi :)
En son bitirdiklerimmm..
Zar zor ürün bitiren biri için bence büyük başarı :)
Watsons şampuan dışında hepsinden memnun kaldım sayılır.
Bu şampuan köpürmüyor. Zaten ben bitirmedim bunu, anca yarılayabildim, ama kullanılmış sanırım annem tarafından :)
Ama en çok memnun kaldığımsa oriflame'ın bu hijyenik ürünü oldu.
En son ne keşfettimmm?
Hoşbeş ve yeşil çay keyfi...
En son yapmadığım ne yaptımmm
İskender yemezdim ben ama.. yedimm O seviyor diye :)
En son ne izledimmm?
Patlak Sokaklar adlı absürd komedi filmini. Açıkçası konusu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ama bol bol güldüm, süresinin kısalığından (90 dak.) akıcılığından ve tabiki ilginç bi senaryousu olduğundan keyif aldım, hiç sıkılmadım. Amerikan polisiyesini tiye alıp, Türkleştirerek ama bunu hakkını vererek mantıkıyla (absürd komedi bile biyerde mantığa dayanmalı) senaryoya uyarlamaları takdire şayan. Oyuncuların hepsi dublajlı. Hani şu yabancı filmleri seslendiren tanıdık seslere ait. Filmin vermek istediği mesajları almamak mümkün değil :) sevdim.
En son ne hayal ettim?
Bu kırmızı mutfağı... Gittim gördüm, beğendim, istiyorummm..:)
Ve en son bu şarkıda kendimi buldum :)
İşlerden, yoğunluktan, insanlarla uğraşmaktan bıkan ben; O arayıp napiyosun diyince -sürünüyoruuumm, döndürsene beni senin yoluna diye mırıldanmaya başlıyorum hemen :)
Üzülme! Bir yandan korku, bir yandan ümidin varsa iki kanatlı olursun.. Tek Kanatla uçulmaz zaten... Üzülme ! Sopayla kilime vuranına gayesi, kilimi dövmek değil tozunu almaktır. ALLAH sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin? Üzülme! Taş Taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olamaz. Yüzük olmak dileyen taş, ezilmeyi, yontulmayı göze almalıdır. (MESNEVİ)
Masalın Okuyucuları
HAYATI SEVİYORUM...
Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi mesela, yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani bütün işin gücün yaşamak olacak. Yaşamayı ciddiye alacaksın, yani o derecede, öylesine ki, mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda, yahut kocaman gözlüklerin, beyaz gömleğinle bir laboratuarda insanlar için ölebileceksin, hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için, hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken, hem de en güzel en gerçek şeyin yaşamak olduğunu bildiğin halde. Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yanı ağır bastığından. "Nazım Hikmet"
İlkelerin olacak
Seni satın alamayacaklar
Aptalların uydurduğu
atasözlerine inanmayacaksın:
"Paranın satın alamayacagı şey yoktur."
"Herkesin fiyatı vardır."
gibi sözlere kanmayacaksın.
Onurunla, kimliğinle ve
beyninle yaşayacaksın.
Üreteceksin,seveceksin,
sevileceksin,inançlarının
arkasında duracaksın,
Sevgilerin karşılıksız,
yardımların gizli olacak.
Seni attan , ottan ayıran
özelliğin farkına varacaksın.
Çünkü sen insansın.
Ve bunu yakaladığın gün,
bembeyaz yaşayacaksın.
(müjdat gezen)
Nazar Değmesin...
Kara kedilere karşı güzellikler yaratıyorum oysa ki...
Yakışır...;)
HERŞEY OK! (:
"kim istemez mutlu olmayı
mutsuzluğa da var mısın?" ;)
dinlemeden geçme
Çay bardağında
Bırakılan dudak payı Kadar bile Uzak kalamam
Gözlerine
Yakın olsun isterim Ellerime ellerin Yanında beton binaya Yaslanması gibi
Köhne bir evin
Seni bir çivi Gibi çaktım
Çünkü beynime
Ve toplayıp
Bütün kerpetenleri
Attım denize.."Sunay Akın"