Pandora'ya Işınlayın Beni..İçimde bir Neytiri var :)

Şükürler olsun sonunda Avatar'ı gördük, baş göğe erdi nihayetinde :) Bugün ya izlicektim ya izlicektim daha fazla sabrım yoktu. İlk tercih edilen sinemada yer kalmadığını telde söylerken bana ben pazar tezgahına gömülmüş tişört seçiyordum, neyse ki ikinci avm'de yer varmış. Pazardan koşa koşa Avatar'ı izlemeye gidiyorum. :)

Aslında film hakkında çok yorum yapıldı diyeceğimiz farklı bişey yok; görsel bir şov, kurgu muhteşem, sosyal mesaj kusursuz. Pandora hem mistik hem bilimsel bir dünya. Doğanın verdiği o enerji kutsallıkla bağdaşlaştırılıyor aynı zamanda bu çok hoşuma gitti. Gidip Pandora da yaşayasım geldi. Kahrolsun Amerikan Emperyalizm'i dedirten ve bir Sunay Akın şiirini hatıra getiren bi film olmuş;

Kabuğunu koparmadan,

ne bir elmayı soyabildim,

ne de iyileştirebildim bir yaramı,

ama karşıma çıkınca,

kızmadım hiç elma kurduna,

bendim çünkü bıçağı saplayan,

onun yurduna…

"Siz bir halkın sahip olduğu topraklardaki zenginliği istiyorsanız önce o halkı düşman edersiniz kendinize". Etkileyici değil mi? İşte filmin tılsımı bu söz de gizli.

Aksiyon da var gerilim de, bilim kurgu da..Romantik, fantastik, siyasi konu.. bu filmde her şey var yani. Kendimi ağlarken buldum Neytiri yerle bir olmuş yurduna son kez bakarken. Ama filmin asıl konusu "aşk" olsa gerek. Zira Jake beyimiz aşık olmasaydı Neytiri'ye böyle bi kahramanlığa kalkışacağını pek sanmıyorum :)

Ah aşk sen nelere kadirsin, Truvalı Helen değil miydi tarihin en büyük ve ilginç savaşına neden olan? Tarih bu gibi örneklerle dolu. O yüzden aşkı hafife almamak gerek ahali ;)