LEZİZ BİR MİM :)

31 Mart 2010 Çarşamba
Leahcim beni mimlemişti günler günlerr önce, lezzet duraklarınız nerelerdir diye, anca cevaplayabiliyorum bu mimi kusura bakma benim cnm leahcimm :)








Ben değişiklikten, yenilikten keyif alan devrimci bir kişilik olduğum için lezzet duraklarım da öyle çok belirli değildir, hani her yeri denemek isterim, damak zevkim geniştir, bigün dürüm yiyorsam öbür gün mantı yerim, diğer gün börekçide çay börek yerken bi ertesi gün rakı balık yapabilirim...Papaz her gün pilav yemez misali bi durum hasıl...


Ama ille de sevdiğim vazgeçemediğimi mekanlar olmaz mı, var tabiki;





1- ŞAMPİYON KOKOREÇ: Sevdicekle, arkadaşlarla çok sık gittiğimiz bir mekan. Kokoreç'i bi burda yerim zaten, başka bi yerde yiyemem, ne bileyim güveniyorum sanki şampiyonda yediğim sakatat değil de daha güzel bişey :) Kokoreç yemeyenler üzülmesinler, döner, köfte, patates kızartması, iskender, midye, alternatif çokça yani..









2- TAKSİM AFACAN RESTAURANT: Canımız yemek gibi yemek isteyince Taksimdeysek bide Afacan'ı tercih ediyoruz. Hemen İstiklal Caddesi üzerinde zaten. Önce mercimek veya ezo gelin çorbamız, sonra ana yemeğimiz, salatamız, mezemiz ve içeceğimiz...Tıka basa doymadan kalktığımı hatırlamıyorum. Hani yedikten sonra o caddeyi bi iki turlamak lazımm sindirebilmemiz için..:)






3- TAKSİM HAMURABİ: Sevdicekle de gittik bikaç kere ama okuldayken en samimi arkadaşımla her Taksim'e gidişimizde hamurabiye girer, nefis ve her dem fırından yeni çıkan sıcacık taze börekle, çayımızı hüpletirdik. İster sabah kahvaltınız, ister öğlen yemeğiniz, ister 5 çayınız için gidin ve böreklerinin tadına bakın derim ben ;)











4-CİĞERCİ NİYAZİ: Edirne'ye ilk ve son gidişimde bi hayli meşhur olan bu mekanda akşam yemeğimizi yemiştik. Ciğerleri çok değişik pişiriyorlar yaprak ciğer diye adlandırılıyor, yanında da bol soğan salatası geliyor, ciğer yemeyenlere bile ciğer sevdirebilir. Yolunuz düşerse veya ben bi ciğer yemek için bile giderim diyorsanız benden beş yıldız bu mekana..








5- ULUDAĞ KEBAPÇISI- FLORYA: İlgili personeli, geniş menüsü, şık ambiyansıyla özel davetler için ideal bir mekan, üstelik deniz ve yeşillik manzarası, açık veya kapalı mekan özelliğiyle de biraz tuzlu ama albenisi yüksek bi mekan, iş yemeklerimiz için tercih ediyoruz biz, cep numaram da bi rezervasyon esnasında kayıtlanmış, bayram seyran özel günlerde kurumsal kimlikleriyle kutlama mesajı atacak kadar nazikler.




6- İSMAİL'İN YERİ- DÜZCE: Bittabi çok sık olmamakla birlikte ailecek cümbür cemaat şehirler arası yolculuk yaparken, babamın tüneli bırakıp, yolu uzatıp Bolu dağına tırmandıracak kadar müptelası olduğu, bizim de sabırsızlıkla pişmesini beklediğimiz lezzetli etleri olan meşhur mola mekanı..








Bunların dışında BURGER KİNG, BEREKET DÖNER de sevgiliyle şipşak karnımızı doyurmak için sıkça uğradığımız mekanların başında geliyor.





Tatlılar için MADO, HACISAYİD, SEYRAN PASTANESİ, SARAY MUHALLEBİCİSİ ve İNCİ PROFİTEROL.




Hamur işi için ASLI BÖREK, OKLAVA..



Cafe olarak Taksim- BiMELEK CAFE, Taksim- MELEKLER KAHVESİ, ATAKÖY- ESKİ DOSTLAR...



Sevdiğim ve tavsiye edebileceğim mekanlar bunlardır. Bunun dışında denediğimiz, yemek yediğimiz, belki bidaha gitmek isteyip yolumuzun düşmediği gidemediğimiz çok yer var ama hepsi de akılda kalmıyor tabii..


Bu mimi bu posta yorum yapan herkese gönderiyorumm bakalım ;)

Bahar Gellirken...

30 Mart 2010 Salı

Ceci'nin oje sepetine de bahar geldi...:)

Rengarenk yeni ojeler aldım...


Soft pembe olanı pek bi sevdim, tam bi bahar ojesi..Bikaç kat sürmek gerekiyor tabi tam keskin rengini elde etmek için...

Niyeyse makyajda maviden vazgeçemiyorum, denizi özledim belki de ondan...




Millet rejime girer yaz geliyor diye ben yerim ha yerim...

Oha demeyin lütfen sevince doyulmuyoo :)

Ceci Ablası'nın Prensesiii...

28 Mart 2010 Pazar


Minik prensesimmm, kır çiçeğimm, çikolata güzelimm...
5 yaşına henüz girmiş kuzenimin doğumgünüydü dün. Çok da düşkündür bana, öyle ya Ceci Ablası idolüdür, rol modelidir onun :)
Ceci abla bana süslü elbisee alll...:) demişti haftalar önce..
Süslü elbisemiz çok ama kızız ya nihayetinde doymuyoruz. Süslü elbisemizin yanında her seferinde benim makyaj malzemelerime dadanan bu küçük cimcime için oyuncak kuaför seti aldım, minik farı, ruju, saç kurutma makinası, yüzüğü, tokası...
Gelen bütün hediyeleri kenara bırakıp bunlarla ilgilendi.
Tabii konu mankeni de bendimm, saçlarıma fön çektii gözüme "par" sürdü "koka" taktı saçımaa..:)
Çocuk olmak var şu dünyada..
Çocuk sahibi olmak... O masum gülüşe bakıp mutlu olmak, onun sorularıyla hayatın anlamını bulmak..

Hayat Sana Güzel!!! ;)


Murat Boz Yedigün Reklamı -Hayat Sana Güzel !!

Tüm bunalmışlara, hayattan sıkılmışlara, e bi nefes alayım artık diyenlere gelsinn bu keyiflii şarkı..Murat Boz'un Yedigün reklamındaki bu hop hop hoplatan kop kop kopartan kıvamdaki bi o kadar manidar şarkısına tav olmayan var mı acaba? Ben gece gece moda girdim bile. O kadar sıkıntılı süreçten sonra..


:)

Der ki Üstad Murat Boz;

Dokunmayın hayat aksın ara sıra

Olumlu bakın derim Yedigün'ün havasına

Hayat sana güzel ve asıl soru:

Kim girebilir senle Yedigün'ün arasına?

;)

Bu şarkının devamı gelmeli dimi e isterizz isterizzz...:)

Ceci Hava Durumunu Sunar...

25 Mart 2010 Perşembe
Bahsettiğim gibi sabah annemle doktora gittik.Doktor hanımcım bi hap bide krem yazdı, kremimiz vectavir, benimki bitmişti zaten iyi oldu..Bugün acısı ve görüntüsü daha hafif..Kesin bi kurtuluş yok mu dedim..Vücut direncinin düşmesinden, korkudan, sıkıntıdan olur dedi. Üzülme filan kendine dikkat et...En azından ciddi bi problem yokmuş.Her hafta çıkaranlar varmış. Üzüldüm onlara. Neyseki biz yılda 4-5 kez karşılaşıyoruz o da canımızı okuyoo..




Bir Kızıl Goncaya Benzerdi Dudağınn...nırırırımm...

24 Mart 2010 Çarşamba

Şuan dudağımdan nefret ediyorum, koparıp atasım var hani o derece..Öyleki kaç gündür sıkıntıdan stresten mütevellit iki uçuk pörtledi ki alt dudağımda, anjelinanın dudağının iki katı oldu resmen.İnanılmaz acı çekiyorum, ne gülüyorum ne konuşabiliyorum, ne doru dürüst bişey yiyebiliyorum, aynaya bakamıyorum, yarın sabah doktora gidicez annemle. Bitsin gitsin şu illet şey bidaha çıkmasın ya ameliyat bile olurum gerekirse :(

Pörtlek dudağımı gösterip göz zevkinizi bozmak istemediğimden içinde kırmızıyı görüp aldığım she farcağızımla yaptığım iki dakika süren uyduruk bordomsu naçizane makyajımı sunuyorummm...


Sert ve kuru şeyleri yemekte zorlanıyorumm ya, bisküviyi çaya banıp yemek ki hele o bir tutkuysa daha işime geliyorr..:) Bence bu lezzetin yeri doldurulamaz..


Gitmiyorum bi yere..Ama yine de beni özleyinn..:)

Bu aralar Halet-i Ruhiyem..

23 Mart 2010 Salı
Ne yapmak lazım diyorum?
Bu kadar haksızlığa, adaletsizliğe karşı...Duramam diyorum burda...

Tası tarağı toplayıp, ezdirmeden kendimi geçip gitmek istiyorummm...

İşte kaybedip, aşkta kazanıyorum ya hani ben..
Sevdiceğim de yanımda...Cam kenarında böyle sarmaş dolaş yolculuk edelim hep...
(Ne güzel bi klipti bu..


Rafet güzel şarkılar yapıyor..:) )



Evet hepsini yedim, ama mutlu olmak için bunlara ihtiyacım olmadığını biliyorumm...



Sonra diyorum ki;

Olduğum yerde kalıp, zorluklara karşı mücadele etmekten, savaştan kaçmamak lazım, içimdeki amazonu, Zeynayı bulup çıkartmak lazım..:)




Bir de bahar gelmiş diyorlar, inanmak istiyorum artık..

Ama yeşil erik çıkmışsa bahar gelmiştir diyenlerdenim ben, göreniniz var mı? Çarşıda, pazarda?



To be continued kısmetse..:)

"Eyvah Eyvah"lardayımm :)

21 Mart 2010 Pazar

Keyfim yok bikaçgündür.. Anlatmaya yazmaya da niyetim yok..geçmesini bekliyorum sadece..

Bugün hiç aklımızda yokken, filme gidelim dedik bay ımmla. Herkes pek bi övdü Eyvah Eyvah filmini, seans saati de gelmişken girelim dedik. Lakin benim keyfimin yokluğundanmıdır, beklentilemin çokluğundanmıdır nedir pek beğendiğim, güldüğüm söylenemez.


Bay ımm da dahil millet katıla katıla güldü, "allah allah hiç komik değil adam şiveli konuşuyo olamazmı yani" filanım ben böle, koltuğuma sığamıyorum sıkıntıdan. Bende güldüğüm bir iki yer hatırlıyorum tamam ama konusu, senaryosu, diyalogları itibariyle çok sıradan, klişe bir film geldi bana, değiştiremedim fikrimi zorlasam da. Çünkü ben zaten komedi filmlerini pek tercih etmem sinemada. Güldürmez beni, gülmem ben ve millet güler, ben daha bi sinir olurum :)


Ama Demet Akbağ'ın oyunculuğuna diyecek yoktu. Hiçbişey olmasa da yüzüne bakınca gülesi geliyor insanın, zaten herzaman her yerde pozitif, eğlenceli, güleryüzlü bir insan. Bacakları gerçekten güzelmiş, hep mini etek giysin o :)


Çoğu insan beğendi bu filmi, ben de Türk sinemasında verilen emeğe ayrı bi saygı duyuyorum zaten, keyfim yoktu pek belki o etki etti, çok gülmedim ondan diyebilirim ama gülmek dışında da bişey yok zaten, gülmek isteyenler, Çanakkale şivesi duymak isteyenler ve oynak müzikleriyle kulağının pasını silmek isteyenler gitsinler...


Son olarak belki de "sorun sizde değil bendee" :)


Filmin beni etkileyen en güzel kısmı;


Bu fasulyaaaa yedii buçukkk liraaa..


Hem kaynasın hem oynasınnn...hobaaa...neşemiz yerimize gelsin + sefamız olsun (inşallah :))



ata demirer bu fasulya.wmv

Küpelerde Favori 5'im..mim..:)

16 Mart 2010 Salı


Makyaj videoları ve uygulamalarını beğeniyle izlediğim Makyaj günlüğü bloğunun sempatik sahibesi sevgili Hacer mimlemişti beni, bu kez de küpelerimizi, ama sadece seçtiğimiz 5 tanesini gösterelim diye..
Doğrusu seçerken zorlandım, bunumu seviyorum yoksa bunumu diye karar vermek de, çünkü neredeyse bütün küpelerimi severek takıyorum, ama yine de bu 5 tanesi çok beğenerek taktıklarım diyebilirim.
1- Bu kırmızı küpenin yüzüğü de mevcut, antika bi hava veriyor takınca hoşuma gidiyor, Bakırköy pazarından almıştım yüzüğüyle beraber..
2- Euromoda'dan aldığım incili klipsli küpe, her renk klasik kombini tamamlayan, kurtarıcı bi şıklığı var..
3-Bunu da Bakırköyde bir bujiteriden beğenerek almıştım, taşları çok güzel, tam rengi çıkmamış fazla parlamış ama sıcak kahverengi ve sarıyı barındırıyor..
4. Epey bi zaman oldu alalı, henüz ambalajıyla birlikte, takamadım ama içim giderek almıştım bunu da, ee kırmızı ne de olsa..
5. Yine Euromoda'dan aldığım çok ağır bi havası olan, takılmak için bir gece organizasyonunu bekleyen şık bi küpe..
Eveet..ben sıramı savdım. Gelelim mimleyeceklerime :) 5 dedik 5 kişiye gönderelim emi..
cicibebecim, pofidik şekerim, mysterycim, leahcim, ellacım bu mimi size paslıyorum ve merakla bekliyorum..:)

BOURJOİS MİNİ KİSSES LİPSTICK SET; MEALİ; MUCX :)

15 Mart 2010 Pazartesi


Strawberry'i seviyorum.

Bir haftalık teslimat süresi, ücretsiz kargo uygulaması, albenili indirimleri ve bir çok ürünü temin edebilme imkanı ile rakipleriyle arasında fark var gibi.

Geçen pazar verdiğim sipariş bugün öğlen elimdeydi.

Şu mini mini şekerlerin güzelliğine bakarmısınız, tam çantada taşımalık, bozuk para cüzdanına bile koyabilirsiniz. Almak isteyenler için tıkkıdı tık..

KOLYE MİMİNE GEL VATANDAŞ...

13 Mart 2010 Cumartesi
Pofişim beni mimlemişti, kolyelerimize yakın markaj yapalım diye. Her türlü incili, boncuklu kolyeleri severim. Fakat açık boyunda kolye daha bi hoşuma gider, o yüzden kışın çok nadir takarım, yazın kolyesiz çıkmam abi modundayım :)







Bu takı askılığını sevgili bey aldı. Kolyelerden gözükmüyordu pek güzelliğini görün diye ecük açtım hatunun boyunu posunu :)

Kolye demek benim için daha çok sevgilinin hediyesi demek, sevdiklerimin hediyesi demek..Altın takmam, sembolik ve gümüş olanları severim.





1- Sevgilinin geçen sene doğumgünümde aldığı hediyelerden biri bu kolyeydi, çok şirin bir kutusu var, resimde pek çıkmamış ama parlak taşları ve ağır bi görünümü var..



2-Arkadaşımın Ankara'dan alıp yolladığı Atatürk kolyem; görür görmez aklına ben gelmişim...


3- Seneler evvel okuldayken severek aldığım yay burcu kolyem..


4- Malum valentines day hediyelerinden koton kolyem ama işte sevmiyorum bu sarı renk kolyeleri kararıyorlar çünkü :(


5-İş arkadşamın ayrılırken hediye ettiği kolye..


6- Sevgiliiyle Eyüp sultandan aldığımız resimlik kolyeler, tam numaranın altında sevgilinin resmi var gerçi küçücükk anlaşılmio bile :)





Bu yukarda gördüğünüz kolyelerin ve kolye uçlarının hepsi hediye...:)

Ve bunlar da diğer kalanlar...


Bu mimi kokoş tubişe, ezgiye, thalese, şıkellaya, nilgüne, sELIFm'e çillicime, cansucuma ve esracıma gönderiyorummm..Hadi dökün kolyelerinizi ortaya..:)

Aklında Ne Varsa Echickk'e Söyle :)

12 Mart 2010 Cuma




Echickkten çantam için kalemlerimi koyabileceğim bi kalemlik yapmasını istemiştim.


Kafamda renklerini, modelini, belirledim, hayata geçmesi için de echickke söledim, o da fikir üretti, hepsi bu.Sanırım elime ulaşması ile 3 gün sürdü. Bu kız bu kadar hızlı :)


Yanına yine cici mi cici toka ve broş koymuş, çok mutlu etti beni :)
Tekrar teşekkür eder, bloğuna göz gezdirmek isterseniz tıklayın derim...

Açıl Çanta Açıl..:)

11 Mart 2010 Perşembe


Tubişim ve sevgili çatı katı mimlemiş beni. Aslında çantamı daha önce açmıştım.
Bakmak isterseniz tıkkıdı tık :)
İşten geldiğim gibi açtım çantamı. Herşey resim kadar net :) Masaüstüm bile çıkmış :)
Cüzdanım, bozuk para cüzdanım, selpakım, el temizleme jelim, akbilim, telefonum, anahtarlıklarım demirbaşlardır.
Makyaj çantam sık sık değişir ve tabi içine girenler de. Sürdüğüm ojeyi yanıma alırım, her ihtimale karşı soyulursa filan tazelerim diye.
Şal malum havalardan dolayı, son iki aydır dışarı çıktığımda sürekli benle, ya çantamda ya boynumda. Bunaldığımda çıkartır çantama tıkarım.
Yine leopişli toka bunalan saçları bi hevesle at kuyruğu yapmak için..
Anlaşılmayan daha da bişey yok heralde.
He tang var :) İşyerinde yaparım diye aldım, bikaç gündür benle gidip gelio paketi büzüştü unuttuğumdan yapamadım..

Ben de bu mimi my make up story'e, cicibebeye, thalese, çilekli sakıza, atölye kediye, h andana ve aslında yapmak isteyen herkese göndermek istiyorummm..

Yardımcı Hijyenik Mamüller..

10 Mart 2010 Çarşamba

Makyaja merakım son zamanlarda ve çeşitli bloglar sayesinde arttı. Gerçekten her an öyle çok şey öğreniyoruz ki.. Just make up, makyaj çantam, makyaj günlüğü ve daha bi çok blogger bu konuda son derece yararlı bilgiler veriyorlar, bayılıyorum hepsine :) Onlar kadar birikimli olabilmek için 40 fırın ekmek yemeğe ihtiyacımız var en azından kendim adına bunu diyebilirim.
Fakat bildiğim ve uyguladığım bazı şeyleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Makyaj malzemeleri dışında kalan, yani işin mutfağında kalan diyelim makyaj sırasında en az onlar kadar ihtiyaç duyduğumuz hijyenik nevaleler oluyor..Geçende bunları bi yere sığdıramadığımda farkettim :) Ben makyaj yapacağım sırada ötemde berimde bunları bulunduruyorum;





1-Kulak temizleme çubukları göz makyajımızda kenarlara taşan küçük lekeleri almak için ideal. Islak mendil, pamuk ve makyaj temizleme mendilleri bazen de kağıt havlu..


2. Fısfıs, fırçaların temizliği için veya farımızı ıslatmak için rahat bir kullanım sağlıyor. Bitmiş parfüm şişelerinizi bu iş için kullanabilirsiniz...

3- Makyaj temizleyicileri Diederminenın ürünlerini kullanıyorum. Nemlendirici herhangi bir krem, ben avonun kremini koymuşum.

4. Dalinle hem gözlerimiz yanmadan makyajımızı çıkartabiliyoruz hem de fırçalarımızı temizleyebiliyoruz.

Echikk'in Cicileriyle Tanışın..!


Bu kız tam da burada çok güzel şeyler yapıyor..

Yaratıcılığını ve el emeğini en cici şekilde konuşturuyor.

Orjinal şeyler arıyorsanız veya aklımda bir tasarım var hayata geçmesini istiyorum diyorsanız;

Echikk'i tanıyın, Echikk ile tanışın :)

Kendisinin kocaman bi hayal dünyası var.

Özgün olmayı, özgün olurken cici olmayı sevenleri bloğunda bekliyor.

Ben siparişimi verdim bile :)

Bu Ödülü İzleyicilerim İçin Alıyorummm..:)


Sevgili Chunlicim , sevgili Leahcim , sevgili mysterycim, sevgili pembe kirazcımm , sevgili aishacım, sevgili buonaseracımm, sevgili tubişcimm ve sevgili efsane78 bu birbirinden şeker insanlar eksik olmasınlar ödüllendirmişler beni.
Çok çok teşekkür ediyorum.Böyle şeyler çok mutlu ediyor beni.
Bu 7 ilginç özelliğim mimini daha önce yapmıştım. Tıkkıdı tık :)

Ödül şartları
1.)Sizi ödüllendirene teşekkür edin
2.)Sizi ödüllendirenin blog linkini yayınlayın.
3.)Ödülün logosunu yayınlayın.
4.)7 yaratıcı blogger ödüllendirin.
5.)7 blogun linkini yayınlayın.
6.)Ödüllendirdiklerinizi haberdar edin.
7.)Kendiniz hakkında 7 ilginç şey yazın


***Atölye Kedi
'ye


***Bucanni'ye

***My make up story 'ye


***Ezgi'ye

***Echickk 'e

***Joey Potter'a

***Birsen'e

gitsin bu ödül..

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ...

7 Mart 2010 Pazar


KADINLARIMIZ
.....
Gece aydınlık ve sıcak
ve kağnılarda tahta yataklarında
oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.
Ve kadınlar
birbirlerinden gizleyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayın altında kağnılar
yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru.

NAZIM HİKMET



TÜM DÜNYA'DA KADINLARIN EŞİTLİK, KALKINMA, DAHA HUZURLU YAŞAM ÖZLEMLERİNİ VE İSTEKLERİNİ DİLE GETİRDİKLERİ, BİRLİK VE BERABERLİK GÜNÜ

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

KUTLU OLSUN!

Rengarenk Yapılanlar...

Bikaç gündür şarıl şarıl hapşuruyorum. Üşüme, titreme, ateş, halsizlik ne ararsan vardı ve ben bunlara inat dün buz gibi havada dışarı çıktım. Bugünse hava çok güzeldi fakat üzerimdeki kırgınlığı atmak adına evde kalmayı yeğledim. Canım sıkıldı. Oyalanmak için bişeyler yaptım.. :)



Yine benim uydurduğum bi yemek. Daha doğrusu meze, salata diyebiliriz. Süsleyince pastaya benzedi sanki. O yüzden "mezepasta" koydum adını. Evde bulunan yiyecekleri pratikce değerlendirebileceğiniz bir aperatif oldu bu. Denemek isteyenler için tarifi şöyle;


1. Bir kabın içinde patatesleri püre kıvamında eziyoruz..
2. İçine sosis, kaşar, kornişon turşu, mısır eklemek istediğimiz ne varsa ekliyoruz..
3. Bolca mayonez boca edip karıştırıyoruz..Turuncumsu bi renk aldı bakınız :)

4. Az sarmısaklı yoğurdumuzu ilave edip karıştırıyoruz...

5. Çekirdeğini çıkardığımız zeytinleri dilimliyoruz üzerine çikolata misali :) (E pasta ya bu, o açıdan :p )
6. Salata dilimleriyle süslüyoruz..(Onu da kivi olarak düşünün :))
7. Kırmızı pul biber.. ( çilek sosu :))
8. Kekik.. (Şam fıstığı hesabı )


Oldu da bitti maşallah, afiyet olur inşallah. Evet pastamızı dilimleyip servis tabaklarına alabilirsiniz...:)(Pilavla, tas kebabı ben yapmadım..:)


***Petibörlü Pasta yaptım..Hepimizin bildiği tarife kendimce bişeyler kattım..


1- Kare bir borcama önce bisküvilerin tabanlarının ıslanınca yapışmaması için pudra şekerini serpiyoruz. Üzerine 1 sıra sade petibör dizip hazırladığımız pudingden biraz döküyoruz, tüm bisküvi katına yayıyoruz. Her kata aynı işlemi uygulayarak 2 kat sade, 2 kat kakaolu şeklinde tüm bisküviler bitene kadar devam ediyoruz. Son kalan pudingi büsküvilerin üzerine düzgünce yayıp, borcamı streç filmle kaplayarak buzdolabına kaldırıyoruz.

2-Servis yapmadan hemen önce, üzerine süzgeçle türk kahvesi serpiyoruz.

3- Çikolata sosu hazırlayıp üzerine döküyoruz, Pınarın hazır çikolata sosunu kullandım ben siz evde kendiniz de yapabilirsiniz.

4- Pasta kremasını krema pompasına koyup üzerini süslüyoruz, ben acele ettim, pek istediğim gibi olmadı..

5. Hindistan cevizi serptim son olarak ben.

6. Ve dilimleyip servis tabağına alıp tekrar soslayabilirsiniz..


**Bu da günün bonusu olsun.. (:
Gökkuşağı makyajı yaptım foto makinasının azizliğine uğradım biraz, pek profosyonel değil ama hoşuma gitti benim, yazın cıvıl cıvıl elbiselerle beraber bu şekil dolaşıcam gibi :)

Bu "VEDA" başka Veda...

6 Mart 2010 Cumartesi




Ağla ağla bi hal oldum.
İnsan en yakınını kaybetmiş gibi ağlıyor. Bu Vedaya dayanılmıyor..Çok seviliyor çoook..
Uğruna intaharlar oluyorr..Onun için ölümü göze almak o kada doğal ki..
Ağrı dağını kıskanmamak gibi bişey bu veya bulutları...Onlar gibi olmak imkansızdır çünkü.Atatürk gibi olmak da öyle... O kıskanılmaz, sevilir, sayılır gene sevilir...
Filmi eleştirenler de var Atamızı tam anlatamamış diye, övenler de var.
Elbette ki bu konuda en iyisini, en harikuladesini isteyeceğiz. En heybetli insanın Atamızı oynamasını, en karizmatik en boylu poslu en yakışıklı, devasa görüntülerle hiç bitmeyecekmiş gibi uzun uzun.. Ama mümkün mü? Nihayetinde bir film. Erişebilirmi o yüceliğin güzelliğine ne kadar çabalansa sığdırabilirmi 120 dakkaya?
Filmde elbetteki kurgu hataları, eksiklikler vardı.Ama umrumda değil.
Ben sadece şunu diyebilirim.

Keşke Atamızı anlatan daha çok film çekilse, Cumhuriyetimizin nasıl kurulduğunu, vatanımızın nasıl kurtarıldığını, o zor ve özel yılları gözler önüne seren... Birileri böyle bir işe kalkışıyor, böyle bir atılımı, emeği takdir etmek yerine "olmamış, şöyle olsaydı böyle olsaydı" demek haksızlık gibime geliyor.

Bu yıllar yılı esas tema olarak Atamızı anlatan sadece ikinci film. Çok acı gerçekten..
Ben Zülfü Livaneli'yi ve ekibini tebrik ediyorum.
Ve herkesin bu filme gitmesini öneriyorum...

Cuma Mübarek Gün :)

5 Mart 2010 Cuma

Bugün Bim'de Cuma günü kampanyası olarak Golden Rose ürünleri vardı.

Hem de 2.95 TL'ye.

Akşam üstü gittiğim için doğru dürüst bi kaç parça kalmıştı.

Bu kırmızı ruj ve yeşil farı kaptım. Eve gelince bilin bakalım ne oldu. Ben pişman oldum bu kadar uygun ve güzel ürünlerden daha fazla almalıydım.. :)

Cuma günleri Bim'in özel fiyatlı özel ürünleri oluyor. Kaçırmayın derim, hatta sabahtan gidin kapın..



Yılların değişmez çay saati lezzeti, pastalarımızın tatlılarımızın ana hammaddesi...

Ülker petibör bisküvi.

Ve üçü bir kutuda. Sadece 3 küsur lira. Sınırlı sayıda üretilmiş

E o zaman alınır.

Bisküviler pasta yapılmayı bekler, kutu da içine ciciler dolmasını...



Ne Zaman 'Ev'lenilir?



Anneme diyorum ben bu odaya sığamıyorum artık... (Taşıyor eşyalar..koyacak yer yok..) Cevap ; Evlen o zaman :)

İlginç bi yaklaşımmm tabi... Ev- len mek. Acayip bi kelime...

Ev kurmak. Ev'lenmek...




:)

Benim de Eyübüm Sabrim Tuncerimm Geldi :)

1 Mart 2010 Pazartesi


Heyt be Başlığa bak :) Orjinal olsun istedim. Zira çoğu blogcunun bu konuyla ilgili bir postu var :)

Benim de siparişlerim haftasonun araya girmesi ve yoğunluğun olması nedeniyle 5 gün olaraktan bugün geldi. Özenle paketlenmişti.

5 TL'lik alışveriş yaptığımızda 40 TL değerinde setler hediye ediliyordu.
Oda spreyi ve anti bakteriyel jel siparişim kargoyla birlikte 13, 5 TL gibi bi rakama geldi.
+ hediye olarak Hot Kisses serisini istemiştim, tabi tamamen ne çıkarsa bahtıma şeklinde bi fikrim yoktu yani.
Kokusu biraz ağır ama kaliteli ürünler... Eyüp Sabri Tuncer'e bu güzel kampanyası için çoook teşekkürler..
Hala zamanınız var, sipariş vermeyi unutmayın ;)

Related Posts with Thumbnails