Nişanlanıyoruz :)

28 Mayıs 2012 Pazartesi


Nişan davetiyelerimi kendim hazırladım...
Şablonu internetten buldum, tasarımıyla biraz uğraşıp matbaaya bastırması için verdik.
Sonrasında ise olmazsa olmazım nazar boncuğu ve uğur böceğiyle süsledim. Kurdeleyle de askısını yaptım.
Çok keyifliydi ve böylesi daha içime sindi. Hem el emeğim hem de istediğim şirinlikte oldu...

Sevdiklerimiz davetiyelerimizi atsın istemedik, kitap ayracı olarak kullanabilirler veya mantar panolarına asabilirler diye düşündüm..




Son 17 =)



xxx

Yemek Bahane...

24 Mayıs 2012 Perşembe
Bu aralar günler koşturmaca içinde geçiyor.
Heyecanlı, stresli, keyifli... Ajandamız yazılarla doluyor..
Yapacak çok şey var.
Ama yemek yemeye herzaman zaman var :)
Cep telefonumun albümünde bolca yemek fotomuz birikmiş...


Çok özel bir gündü, günün sonunda minik bir pasta ile kutladık bunu :)


Öğle kaçamağında çok iyi gitti...


Ne yesek ne yesek derken canımız spagetti çekti...


En sevdiğim öğün...Mutlulukla ilgimiz var! :)


Hamurumuz ince olsun, pizza en çok o seviyor diye <3


Ve turkish fastfood döner! Zafer gecesinde (GS) kalabalıklardan kendimizi attığımız lokantada... :)


Yemek bahane muhabbeti şahane :)

İlk Dans...

21 Mayıs 2012 Pazartesi


Biz nişanımız için ilk dans şarkımızı seçtik ama dün katıldığımız bir düğünde çalan bu şarkıya, sözlerine, müziğine, bir şarkının duruşu vardır ya hani işte o masum, o temiz duruşuna, asil ruhuna, yalın saf tınısına bayıldım bayıldım...
Biz bu şarkıda dansımızı da ettik zaten, birbirimizin gözlerinin içine bakıp, "çok romantik dansettiniz" övgüsünü de aldık gurulanarak. Gelinle damattan rol çaldık biraz ama ilk dans şarkısını çok güzel seçmişler, tebrikler. Maalesef ilk dans fırsatını vermediler organizasyondaki eksiklik nedeniyle herkes kalktı dansa. Ama şarkı öyle güzel ki adeta aşıkları büyüleyip, çağırıyor ...

Sevgilim saçlarını tarayıp

Gerdanını okşayıp



Ninniler söyleyip dizlerimde uyutsam seni

Sevgilim kadere aldanmayıp

Kâğıt olup kalem olup

Mutlulukla bir son bulup

En sonuma yazsam seni

Hiç bir şeye değişmem

Aşkla bakan gözlerini
En son anımda bile söylemeliyim sevdiğimi

Hiç bir şeye değişmem senle geçen günlerini

En son anımda bile tutmalıyım ellerini

Sevgilim…

Just Cosmo...

19 Mayıs 2012 Cumartesi
Kısa bir kozmetik arası...

Memnun kaldım...



Sürdüm...


Sürüştürdüm...


Çantamdan çıkarmadım...

Vogue baskılı makyaj çantam...



Bu ara favorilerim ten ürünlerim...


Parfümüm...
 Lady Million...



Yeşil İstiyorum...

Nişanımıza 1 aydan az bir zaman kaldı. 
Mekanımız tutuldu. Davetiyelerimizi tasarladık. İlk dans şarkımızı bile seçtik bir gece aşkımla telefonda konuşurken birbirimize şarkı dinleterek :) Kuaförümüzü ayarladık, fotoğrafçımız için de kafamızda bir takım şeyler belirledik.
Onun giyeceği takımı da aldık. Ama benim ne giyeceğim hala muamma.
Ne giyeceğimi bilmiyorum ama elbetteki sürekli düşünen, tasarlayan, ben olsam ne yapardım felsefesiyle yedeklenmiş her kadın beyni gibi  hoşuma giden renk ve modelleri kullanıma açıyorum.. 
Yeşil olsun diyorum..Hani bana yeşil yakışır diye düşünüyorum...
Evet kafamda uzun zaman önce belliydi. Nişan için yeşilin en güzel tonunda bir elbise.  Model olarak da kabarık eteli olan modelleri düşünmüyorum. Vücudu saran, balık modellerden de istemiyorum. Dökümlü gelen, çok sade olmayan, parıl parıl disko topunu da andırmayan sıradan olmayan bir model olsun istiyorum. Tek omuzlu olabilir, straplez olabilir, yırtmacı olabilir ama derin değil, ayarında. Çiçeklerle romantik olabilir, işlemeler, nakışlarla otantik olabilir.  Bilmiyorum nasıl bir şey olacak yada bunlarla hiç alakası olmayan bir model ve renge de aşık olup evet diyebilirim. Tabi bunlar sadece kafamda, daha gezmeye, denemeye başlamadık. Oleg Cassini gideceğim yerler arasında. Bana önerebileceğiniz başka bir marka, mağaza, yer var mı? Hayalimdeki elbiseye sizce nerde ulaşabilirim?








Bu tarz bir saç aksesuarı takmak istiyorum ayrıca...Ceci Sultan modunda salınayım eteklerimi toplayarak :)


Yardımlarınızı, önerilerinizi bekliyorum...sevgilerimle...:)

Evimiz İçin Minik Minik...

17 Mayıs 2012 Perşembe
Hediye almak güzeldir. İhtiyaca, duruma göre olması ise ayrı bir hoşluktur.
Artık kişisel ürünler yerine evim için hediye alıyorum, küçük bişeyde olsa bu ince düşünüş beni o kadar mutlu ediyor ki :)

İşyerinden sevdiğim bir arkadaşım Çin seyahati dönüşünde hediye olarak, yakında evleneceğim düşüncesiyle evim için birşey almak istemiş ve bereket, iyilik getirdiği inanılan bu özel süsü getirmiş. Çok hoşuma gitti. 




Ve Milano dönüşünden buzdolabım için bu magneti...
Magnetsiz bir buzdolabı düşünemiyorum. Buzdolabımın üstünde gezdiğimiz veya sevdiklerimiz tarafından gezilen her şehirden bir anı olmasını istiyorum, baktıkça gülümseyelim.


Bir diğer iş arkadaşım bir kaç gün önce bir konuşmamıza istinaden bernardoda görüp bahsettiği bu ilginç şirin, fırın tutacağısnı benim için almış. :) 


Bu yıllar önce aldığım doğumgünü hediyem...Çeyizim için kaldırmıştım, görünce hatırlayıp mutlu oldum :)




Evimizi alır almaz eşiğine yapıştıracağım uğur böceği. Uğurumuz hiç eksik olmasın.. :)


Bu tuzluk biberlik takımını Markafonideki bir alışverişimde almıştım. Ama ucuzluk pazarlarında aynısını, daha düşük fiyatta görünce çok şaşırdım. İki katı parayı güya indirim var diye alıyoruz, üstelik çok kaliteli bişey de değil, bildiğiniz Çin Malı. Ama siyah,beyaz, kırmızı konseptinde mutfağıma çok yakışacağını düşündüğüm için tercih etmiştim.


Bunlar da duvarlarımıza asmayı düşündüğüm hoşuma giden manzara, şehir resimleri...
Venedik ne kadar da güzel...Ama asla bir İstanbul değil :)



ENGLISH HOME CİCİLERİ...

12 Mayıs 2012 Cumartesi
Ve çeyiz alışverişleri başladı...

Evlilik yolunda adım adım ilerlerken, çeyiz denen bir olguyla da tanışıyorsunuz.
Sevdiceğinizle paylaşacağınız yuvanızı dişi kuş olaraktan düzenlemek, güzelleştirmek, cicileştirmek sizin elinizde oluyor. Keyifli, zaman zaman yorucu ama her parçayı kendi evinizde düşlemek harika bir duygu :)

İşte English Home'dan payımıza düşenler...


Bu askılardan daha sonra 2 tane daha aldım, almaya da devam edicem sanırım :)



Şu parçaların romantikliğine, masalsılığına bakın. English Home'a daha çok uğrayacağım gibi.. :)



"SÖZ Daha Güzeliz Baharda..."

10 Mayıs 2012 Perşembe
İnsan kendini daha başka ne zaman prenses gibi hisseder ki? Tabiki kendi masalında...

Baştan ayağa yani saçımdan ayakkabıma kadar olan fotoğraflar sadece bu ikisiydi. Ayakkabımı ayıla bayıla aldığım için görmenizi çok istedim. fuşya dore-gold uyumunun göz alıcılığını ne kadar yansıtabildim bilmiyorum ama benim çok hoşuma gider ki aldığım iltifatların en güzeli sevgili kayınvalidemin "bizim gelin bir içim su olmuştu" demesinden seçimimin ne kadar doğru olduğunu anladım :)


Ayakkabılarım...


Gri simli gibi çıkmış ama aslında altın sarısı parıltıları var...



Saçım...
Örgülü balerin topuz gibi farklı bi model düşünüyordum biliyorsunuz ki ama kuaförün o çok kolay bi model benim için demesiyle vazgeçtim,  kendimi ellerine bıraktım. Açıkçası sonuçtan memnun kaldım :)








Ve makyajım.. 
Canım arkadaşım yapmaya başladı fakat göz kısmına gelince, sen daha güzel yapıyorsun gölgeli makyajı ben senin gibi yapamıyorum diyince göz makyajımı kendim yaptım, geri kalan onun eseri...:)



Nasıl olmuşum? :)

Bir "Söz" Masalı...♥

8 Mayıs 2012 Salı


5 Mayıs Cumartesi günü sevdicekle masalımızda bir basamak daha yükseldik.

Hayatımın en özel gecesiydi diyebilirim.
Çok mutluydum, heyecanım beni rahatsız eden bir boyutta değildi, içimde uçuşan kelebeklerle kanka modundaydım, keyifliydim. Zaman nasıl akıp geçti anlamadım. Bir baktım ki parmaklarımızda yüzük..söz vermişiz ortak bir hayat, gelecek için.. Açıkçası korkuyordum bir aksilik olur diye. Üzerime dökülen kahve dışında pek bir aksilik olmadı :) "Nee, üzerine kahvemi döküldü, nasıl olurr!" diyeceksiniz. Onu aşağıda anlatacağım. Ama hiçbişey gecemizi bozamazdı ki bu da nazarlıktı :) 


Her gelen misafirimizi bu şekilde karşıladık...
Bu arada evimizde 60 kişiydik :)


Ben de bu güzelliklerle karşılandım :)




Hazırladığım bu sürpriz hediyeler konukların çok hoşuna gitti...
İçine koyduğum sepeti de kendim süsledim..





Yüzüklerimiz bizi bekliyor, sanki onlar da heyecanlı parmaklarımızla buluşmak için... :)



Kahveler yapıldı. Kahveleri ben yapmadım, mutfak harıl harıl  çalışıyordu. Bir baktım kahveler pişmiş, tepsi elime tutuşturulmuş. Ben şimdimi giriyorum içeri, gireyimmi diye soruyorum ve en son sevdiceğe tuzlu kahvemi hazırlıyorum ellerimle. Halam kıyamıyor o yüzden çok tuz atamıyoruz.
Allah da sevdiceğin yanında heralde ben ona kahvesini götürürken elime çarpıyor biri yanlışlıkla ve kahve hoppp elbisemde..Ben şok tabiki, neyseki sabunlu bezlerle, saç kurutma makinalarıyla izi bile kalmıyor,  kahvenin dökülmeyen yarısını da içiyor damat bey, keyfimiz yerinde :)



Ve kurdele kesildi... Avukat olan eniştecim bu görevi üstlendi, hukuki bir anlam kattık bi yerde..:)


Ve yüzüklerimizi göstermekten geri kalmıyoruz :)









Yeme içme faslı... Menümüzü de sayalım tam olsun...

Yaprak Sarması
Tavuklu Börek
Kek
Maş Fasülyesi Salatası
Kabak Salatası
Tuzlu Kurabiye
Tatlı Kurabiye
Pasta
Baklava


Mutluyuz, parmaklarımıza bakıyoruz sürekliii... :)


Elbisem, ayakkabım, saçım, makyajıma dair detaylar ise bir sonraki postta...
Daha beklediğim resimler var...:)


Ve son olarak...

Nazar değmesin!  diyoruz...

masal yeni başlıyor...

Related Posts with Thumbnails