Mart Kapıdan Baktırdı...!

31 Mart 2011 Perşembe
Neyse ki bitiyor. Ayın son günündeyiz ve ben iyice şu ay bitsin öyle yazayım moduna girdim :)

Haftasonu Ortaköydeydik. Uzun zaman olmuştu gitmeyeli. Mis gibi güneşi görünce deniz de görülmeli bu havada dedik ve Taksimden başladık yürümeye; Dolmabahçe, Beşiktaş ve Ortaköy. Hamlaşmaktanmıdır nedir o yolu defalarca yürüdük ama bacaklarım bu seferki kadar ağrımamıştı. Resmen 3 gün kendime gelemedim. Bu arada İstanbul gerçekten kalabalık ve bırakın bi yerde oturmayı, yemek yemeyi, biyerden bişey almayı yolda yürürken bile rahat edemiyorsunuz, hep bi kuyruk sırasındasınız. Elinizi sallasanız insana çarpıyor. Bu normal şartlarda iyi bişi olmalı dimi ama yok iyi gelmiyor, insan kaldırıp kendini o ıssız, ücra sahil kasabalarına atmak istiyor...Ama şu resmi görünce de vazgeçiyor hemen! :)



Bu haftanın bana attığı kazık ise boyun tutulması gibi can sıkıcı sağlıksal bir mevzuydu ne yazıkki. Böyle bir acıyı, ağrıyı daha önce yaşadığımı hiç hatırlamıyorum. Günün sonlarında başlayan ağrı akşamdan diğer sabaha devam etti. Ve ertesi sabaha acıyla uyandım. İşyerine gidip ufak işlerimi halledip izin alıp tekrar döndüm eve. Tüm ısrarlara rağmen doktora gitmedim. Felçli gibi kalakaldım öyle. Allah kimsenin başına vermesin bela bişey ki klima ve yanlış oturmayla alakalı haberiniz olsun ben etmedim siz dikkat edin kendinize.

Farkettim ki Mart ayları ile aramız pek yok. Geçen senede sıkıntılı geçmiş.Özellikle ay sonuna doğru beni baya sıktı açıkçası. Habire bişeyler kaybediyorum, maaş kartı gibi önemli bişey mesela ve tekrar başvuru yapıyorum ama iki hafta oluyor, hala kargoda elime ulaşmıyor. Sadece benle de alakalı değil şansızlık. Yaptığım bir alışverişte ücret tam 4 defa çekiliyor mesela ki daha önce hiç başıma gelmemişti. Hesaplarımı kontrol etmesem ödicem paşa paşa, az buz bişi de değil. Bakın benden çok iyi ders çıkarabilirsiniz :) Bu da etti 2 :)
Beni sevindiren tek şey ise Markafoniden sipariş ettiğim elbiselerime kavuşmaktı.Dolabım Yazlık elbiselerle doldu taştı, havaların güneşli ama soğuk olduğu şu kandırıkçı günlerde sıra gelmesi mümkün değil.İnanmazsınız ama ben hala boğazlı trikolarımı, hırkalarımı filan giyiyorum. Yani bi türlü özlediğim havaya ulaşamadım.Ama benim mevsimim bahar değil zaten, yaz! Sevmem öle bi soğuk bi sıcak, orta şekerli havayı. Güneş sıcağın hakkını vericek, öyle! :)

 
Cicilerimden bi görüntü de yayınlayayım merak edenler için. İstiyorum ki güzelce kombinleyim üzerimde görün, o yüzden şimdilik gelişigüzel fotoladım. Resmin yansıtamadıklarını ben anlatayım ; Bu yaz beyaz bir elbise istiyordum, bembeyaz tril tril. Bu elbise biraz fazla yazlık oldu benim için, hem çok kısa, hemde rengi kreme kaçıyor, ama sevdim. Diğeri ise denizci temalı  lacivert beyaz fiyonklu. İki elbisenin de etek kısımları katlı ki bu benim ev sevdiğim detay. Mankenin üzerinde çok gzel duruyorlardı, bakalım bende nasıl duracak.Hadi bakalım  nerden baksanız 2 ayımız var, bekleyip görelim :)

Seyirlik değil Çeyizlik Olsun.. :)

23 Mart 2011 Çarşamba

Markafoni'de tesadüfen Tantitoni kampanyasını görür görmez büyük ihtimal yine kargo yolu bekleyeceğimi biliyordum :)
Gerçi beklediğim kadar çeşit yoktu. Ama bu cici soslukları görünce "almazsam ölürüm" oldum :)
Minicikler ve çok ama çok tatlılar.
Hemen kutusuyla beraber "gelecekte bir gün için" kaldırıldı :)
Sanırım biz kızlar buna "çeyiz" diyoruz.
Her ne kadar geleneksel ve demode bir kelime gibi dursa da ne denli gerekli ve önemli bir kavram olduğunu yine bizden iyi bilen olmaz öyle dimi? :)


Bir diğer minik de haftalar önce nedensizce aldığım bu pembiş bebek ayakkabıları.
Yine tesadüfen hediyelik eşya satan bir dükkanda gördüm.
O kadar küçükler ki. İçine giricek minik ayaklarla hareket ettiğini düşündüm, güzel şeyler hayal ettim...Yerine bıraktım...Sonra tekrar elime aldım. Ücretini ödedim benim oldu; hayalim, uğurum, "gelecekte bi gün"üm.. :)
Bakıp bakıp güzel şeyler kurduğum..
Ama;
Seyirlik değil ömürlük olsun dediğim :)

Sizin de nedenini bilmediğiniz alışverişleriniz oluyor mu? :)

YA SONRA?

22 Mart 2011 Salı
Başka bir filme gitmeyi planlamıştık aslında ama gittiğimiz sinemada olmayınca seans olarak da en yakın bu film olunca giriverdik kızarkadaşımla. Kız kıza aşk filmi de izlenirmiş, hatta filmin, hatta erkek arkadaşın dedikodusu bile yapılırmış çıkınca, öyle zevk aldık ki, ben pek belli etmesem de kız arkadaşım bayıldı bu filme ve evet ağladı :)
Ben alışkanlığımdan heralde gözyaşlarıma hakim oldum yada o kadar etkilenmedim bilmiyorum. Ama tatmin olarak çıktık filmden bu bir gerçek.

Neyse gelelim filme..

Filmin "Aşk Tesafüdleri Sever" filminden neredeyse hemen sonra vizyona girmiş olması ne talihsizlik!Zira bu kadar etkileyici bir filmin sonrasında görücüye çıkarsanız ne kadar güzel de olsanız da "o an için bile çok güzel" olamayacak, “ eh bu da güzeldi” olacaksınız olsa olsa.

Evet Aşk Tesadüfleri Sever’den sonra bir daha aşk filmi filan beğenmeyeceğimi düşünürdüm. Önyargı işte! Hatta fragmanını izler izlemez aman pıfff, özenti önyargısına kapılmıştım. Ama izleyince gerçekten keyif aldığımın ve az da olsa etkilendiğimin altını çizmek isterim. Bi kere Özcan Deniz on beş yıl önce tanıdığımız Özcan değil, zor bir iş başarmış, film yapmak herkesin harcı değil, hem senaryo yazmak, hem oynamak hem yönetmek hiç değil ilk filminde takdir ettim . Filmin alt yapısı, kurgusu iyiydi, konu basit olmasına karşın, seyirciyi bi an bile sıkmayan,keyiflendiren, güldüren, hüzünlendiren, yeri geldiğinde coşkuyu veren kısaca duygu yoğunluğu yaşatan amacına uygun bir film olmuş. Ama acımasızca eleştirilebilir de bu film. Senaryosundan, televizyon dizisi tadında "zengin adam fakire üstünlük sağlar gibi olur ama nihayetinde hep aşk kazanır" manifestosuna aşina olduğumuzdan klişe diyip vurabiliriz abalıya. Ama öyle güzel ayrıntılar var ki, konuyu "7 yıllık bir evliliğin artık heyecanlandırmadığı ama alışkanlık, bağlılık, özlemek gibi duygularla aşkın hiç bitmeyeceği ve her zaman kalp sesinin galip geleceği" iç rahatlamasıyla sınırlandırmak haksızlık olur.

Filmde sevdiğim ayrıntılara gelirsek spoiler olurmu bilemicem; hayvan sevgisinin ve down sendromlu çocukla iletişimin hayat realitesine sosyal mesaj tadında selam çakması, bir erkeğin müzik, futbol gibi sosyal aktiviteleri arttıkça kadınından uzaklaşması ve kocasından ayrıldıktan sonra orta yaşlı modern, ekonomik özgürlüğü elinde, kariyer sahibi bir kadının yeniden anne babasının evinde yaşamaya başlaması, aşkın belli bir zaman sonra kolayca dillendirilememesi, ama kendisine yazılan bir şarkının kadını duygu bakımından darmadağın etmesi,   erkeğin babasıyla kürtçe konuştuğunda farklı kültürlerde iki bireyin yapmış olduğu evliliğin ne denli yüce olduğu düşüncesi beni etkiledi. Ayrıntı boldu bu filmde kısacası. Ve kesinlikle belirtmeliyim ki komedi filmlerine gülmediğim kadar güldüm. Espriler çok yerli ve dozundaydı.
Beklentilerimin üzerindeydi bu film kısacası ben sevdim ve birçoğumuzun seveceğini umuyorum ;)

Ben Bir Makyaj Uydurdum :)

21 Mart 2011 Pazartesi

MAC Amber rose allıkla yapılmış smokey eyeslı makyaj denemesi..


Neler kullandım?

Göz fırçalarımı eklemeyi unutmuşum. Zaten rujumu da unutmuşum, aslında farklı bir renk var elf glossun altında.


Yeni bi oje daha. Pastel No:36
İçinde altın ışıltıları var ve inanırmısınız şişede durduğu gibi, o yüzden sevdim :)


Haftanın yüzüğü kelebek aşkımı kanıtlar nitelikte..:)


Herkese mutlu haftalar! :)

Sözün Özü :)

14 Mart 2011 Pazartesi
"kadın alışveriş yaparken fani değildir. acıkmaz, susamaz, yorulmaz, çişi gelmez ve asla ölmez.."

Çanta= farz!


Ayakkabı= Olmazsa olmaz!


 İkinci MAC bebeğim...

Sheertone Shimmer -Ambering rose


Nasıl güzel bi rengi var. Diğer allıkları kaldır at diye bağırıyor resmen.
Style'dan bile daha fazla beğendim... İçindeki minik altın rengi simlerini yerim :)



Çok uyguna aldığım elbisem ve giyermiyim bilmediğim, belkide zaman zaman dolabı açınca görüp seveceğim şortum..  :/


Sustilodan kaptığım, detaylarına vurulduğum elbisem.
Kombin yapana kadar süpriz olsun, ama ipucu veriyor sanırım :)





Yukarıdaki sözü diyorum..
doğru demişler öyle değil mi? :)

Macera devam edecek... ;)

Ve Kara Teslim Olunur... :)

10 Mart 2011 Perşembe
Aslında amacım resim çekmekti. Ama yanlışlıkla video tuşuna basmışım.
Kısacık bir video. Ama nasıl korka korka o merdivenleri iniyorum tahmin etmişsinizdir :)
Benim korkulu rüyam işte bu!


Karı sevmememin biçok nedeni var aslında. Düşmekten tutun da yolda kalmak korkusuna kadar..
Ama manzarasına diyecek lafım yok. Küçücük çalıların üstünde bıraktığı bu beyaz manzarada anlam bulmak hiç de zor değil..


Sanırım bu yılın adam gibi yağan ve tutan ilk ve son karıydı.
Gerçi belli olmaz ama içimden bir ses artık kışın bitmek, baharın gelmek üzere olduğunu söylüyor.. (Tabi meteorolojinin sesi de bu frekansa karışmıyor değil :) )

Dostum Dostum Güzel Dostum...

6 Mart 2011 Pazar
Kar gelmek üzereyken ve bugün hava buz gibiyken karlar kraliçesi gibi beyazlara büründüm ben..:)


Dün sevgiliyleydik, hava baharı müjdeler gibi güneşli ve paltolarla bunaltacak kadar sıcaktı.Bugünse tam tersi bir hava vardı İstanbul'da. Ama gezmeye ve plan yapmaya engel değildi. Hele de uzun zamandır görmediğiniz en yakın arkadaşınızla görüşme söz konusu ise benim gibi sabırsızlıkla evden çıkar, "aman beklemesin, hava da soğuk" dersiniz ve 20 dakika önce gidersiniz buluşma yerine. Aylardır görüşme fırsatı bulamadığımız benim için yeri hep ayrı ve değerli olan 12 yıllık dostumla buluştuk bugün. Birbirimizi görür görmez çığlık atarak koştuk ve sarıldık birbirimize. Nasıl da özlemişiz. Arayı niye bu kadar uzatıyoruz bilmiyorum ama beraber o kadar keyifli vakit geçiriyoruz ki. Dertleşmeye bir başladık ki zaman nasıl geçmiş anlamadık. O anlattı ben anlattım, zaman zaman hüzünlendik, sarıldık, eski anıları anlatıp kahkahalar patlattık. Eğer gerçekten güvendiğiniz, onla zaman nasıl geçiyor anlamadığınız bir dostunuz varsa şanslısınız demektir.



Alışveriş yapmadan durabilirmi iki kız. Gerçi dostumu ben ayarttım. Watsonsa girdik. Bu arada 8 Mart kadınlar günü şerefine yine güzel indirimler vardı, haberiniz olsun, fırsatları kaçırmayın ;) 

Bu da günden geriye kalan watsons ganimetlerim..


 Güzel bir haftasonu daha bitti, bana iyi geldi..
Umarım karlı ama sıkıntısız, keyifli bir hafta olur herkes için... ;)


Bayankuş :)

5 Mart 2011 Cumartesi
Baykuşlu yüzükler hatta her türlü aksesuar bi ara çok popülerdi hatırlarsanız. Gerçi hala popüler..
Beyoğlu İş Merkezinde denk gelince almadan edemedim.
Ve parmağımdaki duruşunu çok sevdim..
Ama süslü olduğu için bayankuş dedim o'na :)


Yüzük aşkı devam ediyor yani anlayacağınız. Bu arada kaç kişi okuyor bilmiyorum ama ben paylaşmaya devam ediyorum. Elbet birgün kalkacak bu yasak, bitecek bu zulüm!
Resmen anarşist ruhuma malzeme çıkarıyorlar, cık cık cık! :)


Günlük Mutluluk Listesi- Mim :)

4 Mart 2011 Cuma


Bu mimi çok sevdim. Bekletmeden yapacağım. "lüzumsuz işler uzmanı"na bu mim için teşekkürlerimi ve sevgilerimi yolluyorum :)

Bugün beni mutlu eden 10 şey..

1- En başta Cuma olması, yarının tatil olduğu düşüncesi..
2- Bu sabah soğuk havaya maruz kalmadan işyerinin kapısına kadar arabayla gelmek..
3- İşle ilgili sıkıntılı bi denetimin iptal olması..
4- Sustilo'dan aldığım elbisenin gelmesi...
5- Saçlarımın bugün biraz daha uzadığı farketmek..
6- Sevgiliyle yarın için plan yapmak..
7- Havanın gittikçe geç karardığını görmek..
8-Yemekte teyzemin yapmış olduğu yaprak sarmasını görmek.. ;)
9- Sustilo'dan aldığım elbiseyi deneyip daha bi beğenmek..
10- Ve bloğuma gelen yorumlar...

Bugün pek atraksiyonlu geçmemesine rağmen beni mutlu eden ufak ama etkili şeyler bunlardı. Ve bu güzel mimi;
mystery
hayat güzel
hande ne yapıyor?
lafebesi
pembe düşler ülkesi
capriceline
kokoş tubiş
pudra tozu
ve
Handan'a
gönderiyorum.. Hadi bakalım kızlar mutluluğunuz dile gelsin :)

Bujiteri Canavarı

3 Mart 2011 Perşembe
Evet o ben oluyorum :)
Doymuyorum, her gün yeni bir  bijuteri poşetiyle eve geliyorum..
Ama çok güzeller napim dayanamıyorum..

Bu aralar yüzük takıntım tavan yaptı.. Her gün olmasa da her hafta yeni bir yüzük görebilirsiniz benden.

 İşte haftanın yüzüğü;


Uzun zamandır manikürümü ihmal ediyorum, tırnaklarım için kusura bakmayın. Bu arada flormarın kurutucusunu aldım, başarılı buldum, E vitaminli olduğu için yaradı sanırım şu sıra tırnaklarımda bir dayanıklılık seziyorum :)


Bu bilekliği sırf rengi için aldım desem yalan olmaz... Şeker gibi öyle dimi :)



Hello Kityli küpelerimin de çoğu bayan gibi hello kity hayranlığımdan olduğu anlaşılıyordur heralde.. :)


Biri beni durdursun...yada hiç bulaşmasın kendi halime bıraksın :)

Kajal Shiny Eyeliner ile Şipşak Gece Makyajı :)

2 Mart 2011 Çarşamba


Sanırım bu simli eyelinerları Bim'in Cuma günü indirimlerinden birinde elde etmiştim.
Günlük basit bir makyajı göz alıcı bir gece makyajına dönüştürmede pratik bi ürün gerçekten, deyim yerindeyse iksir. Yapısını, kalıcılığını sevdim, tabi yine de bazlı bir cilde uygulanmalı, eğer isterseniz önce benim gibi normal kalem çekin sonra üstüne eyelinerla geçiş yapın. Ve sonrasında gözler ışıl ışıl parlayıp çipil çipil bakmalı :)


BLOĞUMA DOKUNMA!

1 Mart 2011 Salı


Birileri daha fazla para kazansın diye şu insanları mağdur ediyorsunuz ya..
Bu mu sizin demokrasi anlayışınız
Bu mu sizin özgürlük anlayışınız
Bu mu sizin çözüm anlayışınız

Gerçekten çok yazık. Hala blogların gerçekten kapanacağına inanamıyorum, aklım almıyor çünkü bir mantığa sığdıramıyor, içime sindiremiyorum. Ama içimde kalmasın istedim. Fizy, youtube sonra blogspot. Ve kimbilir sırada daha neler var..
Sanal yasakları geçtim reel hayatımızdada içki yasağı, o yasağı bu yasağı, başka sorunmu yok memlekette. Gidin işsizlikle uğraşın, açlıkla sefaletle, eğitimle uğraşın. Bloğumuza bulaşmayın.

Bu gerçekten insan haklarına aykırı ciddi bir yanlış arkadaşlar. Sesimizi duyurmamız lazım, taşınmak, yeni hesaplar almak çözüm değil... O yüzden kayıtsız kalamadım, umarım bu yanlış çok geçmeden düzeltilir.

Related Posts with Thumbnails