YAZ SOFRALARI...

28 Ağustos 2015 Cuma

Koca bir yazı yedik...ama doyduk mu, hayır!

Akşam yemeğinde ne mi yedik? Bol bol yoğurtlu salatalar, kızartmalar, soğuk zeytinyağlılar, salatalar, karpuzlar...



Bizde balkon sezonu geç açıldı fakat kalan zamanı değerlendirebildiğimiz kadar değerlendirdik..








Sanırım bu soframızda tencerede zeytinyağlı fasülyemiz vardı...





Menüde mantı olduğu sunuma muhalif tabak çanakla aşikar..
Buna rağmen mum ışığımızdan ödün vermiyoruz..


Dolaptaki kabakları değerlendireyim derken oluşan kabak mücveri yapılışı çok pratik, yemesi nefis, lakin yağı fazla çeken oldukça kalorili bir yemek... Fakat yine yaz mevsimi için yoğurtla servis edebileceğiniz oldukça hoş bir ara yemek..


Evdeki Ben...

10 Ağustos 2015 Pazartesi

Ne kadar yorulmuşum,  o kadar iyi geldi ki evde olmak...
Özgürlüğü hissetmek, yarını düşünmemek..
stressiz, telaşsız, kendi istediğin gibi, kendi çemberini kendin belirleyerek...
Yılların birikmişliği olsa gerek ki hiç dönesim yok o dünyaya...
Hayatımın senkronu bir kaç ay önce değişti..


Hani bir sendrom vardı neydi adı bak unuttum şimdi :) Artık Pazartesiler Cumalardan daha keyifli.. Haftaiçlerini haftasonlarından daha fazla seviyorum inanmak güç değil mi? Tüm hafta Cuma gelsin diye çırpınan, Cumartesi-Pazar için en afilli aktiviteler planlayan ben haftaiçi herkesler işteyken, daha sessiz ve sakinken ortalık, gezmenin tadına varınca... Öğle yemeklerim bile daha keyifli bakın.. Bu kaçamaklar tabiki aramızda kalsın.. ;)


Bir ev kadının lügatı temizlik ve yemekten ibaret değildi haliyle.
Kahvemiz, çikolatamız, kitabımız olmasın mı?
Daha az yoruluyorum, daha çok okuyorum ve evin keyfini sonuna kadar yaşıyorum..

Bu arada Baba ve Piç'i biraz geç okuduğumun farkındayım. Hoş yine de bitireli aylar oluyor ki hatta ilk elime alalı birkaç sayfa okuyup bırakalı daha uzun zaman oluyor.
Kitabında bahsettiği olaylar birçoğumuz için muamma. Ama beni asıl hikaye etkiledi. Okumaya değer bir kitap hele de benim gibi Elif Şafak'ın tarzına okuya okuya alştıyasanız...




Arada sağlıklı besleniyorum tabi...
Gelelilm Bir Dilek Tut Benim İçin adlı kitabına.
Maeve Binchy'inin yıllar yıllar önce okuduğum ilk kitabı Yalnız Kadınlar Sokağı idi.
Uzun zaman sonra bir kitapçıda bu kitabına rastlayınca şans vermek istedim. Kitap çok uzun, hem sayfa olarak hem boyut olarak ve yazılar da oldukça küçük. İlk sayfalardaki hikayeyi anlama evresi sıkıcılığı ile de bitirme fobisi yaratmış, ortalarına doğru anca sarabilmişti beni. Kitabın yarısı çocukluklarını beraber geçirmiş, İrlanda ve İngiltere'de yaşayan iki kızın mektuplarını içeriyor. Kitapta bir sıcaklık var ama kurguyu zayıf bulduğumu söyleyebilirim. Sonu ise pek tatmin edici değil..




O değil de,
Kendime özel kahve yapmama bahane...
Bendeki amansız çikolata sevdasını ne yapacağız?



MİLFÖY PİZZA

3 Ağustos 2015 Pazartesi

Pizza bana göre hamuru dışında yapılışı çok pratik ve zevkli bir yiyecek. Hamur mayalama, açma derdiyle uğraşmak istemiyorsanız kurtarıcı milföy hamuruyla hem özel davetlerinizde hem de kendiniz için kolay, lezzetli pizzalar yapabilirsiniz.

Son derece pratik olan yapılışı ise şöyle; Oda sıcaklığındaki milföy hamurlarımızın ortasına salçamızı sürüyoruz. Üzerine önce kaşar rendesini daha sonra sosis, salam, biber, domates, zeytin gibi klasik pizza malzemelerinden arzu ettiğiniz ölçüde ekliyorsunuz. En üste tekrar kaşar rendesi serpiştiriyoruz. Kalan milföy hamurlarından ince şeritler kesip hazırladığımız böreklerimizi çerçeveliyoruz. Ve son olarak etrafına yumurta sarımızı da sürüp yağlı kağıt serdiğimiz tepsi ile fırına atıp pişmesini bekliyoruz.

Bu doyurucu lezzeti benim gibi ister çayla ister soğuk içeceklerle servis yapabilirsiniz.




Related Posts with Thumbnails