Erdek'de ilk günümüz, henüz bronzluğa nail olmamış bir beyaz beden..
Yandıkça cefasını çekiyorsun bu kadar beyaz olmanın elbet..
Önce bir soyulma evresi geçirdim, sonra istediğim bronzluğu elde ettim.
Bronzlaşmak eşittir güzelleşmek mi bilmemki ama tatil yaramış dediler görünce..
Erdek yolları taştan...
Erdek çok güzel, özel bir tatil beldesi ve bundan dolayı çok kalabalık.
Plajlarda kendinize yer bulmak mümkün değil. Denizi hakkında pek çok övgü duyduk ama artık şansımıza mı bilinmez pek bi yosunlu geldi. Üstelik iskeleden düşmek gibi bir kazaya uğradım orda. Bacaklarım ayrı ayrı yerlerden morarıp kabuk bağladı, acısını ilk başta hissetmedim, sonra sonra çektim desem..fenaa!
O yüzden bikaç gün sonra daha sakin, huzur dolu ve renkli yazlıkçı karakterlerle tanıştığımız Tatlısu'yu tercih ettik. Havlularımızı koca bir ağaç gölgesine serdik. Meğer adını daha sonradan "Hayat Ağacı" taktığımız o ağaç paylaşılamayan bir değermiş. Biz sabahın erken saatlerinde kimsecikler yokken kuruluyorduk altına. Öğleden sonra yaşlı yaşlı emekli öğretmen teyzeler, amcalar, bizim gibi günü birlik gelen tatilciler, dedikodular ve memleketi kurtarma seansları. Çaylar, börekler, "nerden geldiniz hanım kızlar" faslı.. Plajın bütün çocuklarına dadılık yapma durumu da cabası. Birbirinden ilginç hayat hikayeleri, nesiller arasında kırıntı kırıntı bulunan ortak güzellikler ve tatlı, serin bir memleket havası...Tatlısu anıları olarak kalacak dimağlarımızda.
Kopmadan bir tatil geçirmek olur mu? Olmaz!
Kaya the Rock'da Murat Boz Konseri bizi bekler...
Endamın aman yakıyor yeri göğü tü tü tü tü maşallahhh! :p
E eğleniyoruz haliyle. Ama bir başkayız bu akşam, sarhoş olamıyoruzzz..
Neden? Çünkü biralar su gibi... :(
Ve bir doğa harikası; Manyas Kuş Cenneti!
Önce Manyas Köyünden geçiyorsunuz, sizi birbirinden misafirperver köy halkı karşılıyor. Hoşgeldiniz kızlar diyor kapı önünde iş gören eli öpülesi köy kadınları. Su içebileceğimiz çeşme varmı diye soruyorsunuz, evinin avlusunu gösteriyor, girin için diyor hiç çekinmeden.
Kuş Cenneti Milli Parkına vardığınız zaman
Gözetleme kulesini çıkıp dürbününüzle..
Kuluçkaya yatmış 66 türü ve zaman zaman 255'e çıkan tür sayısıyla kuşları dikizleyebilirsiniz :)
Böyle güzel bir tatildi işte. Daha pek çok hoş ayrıntı var ama paylaşabildiklerim bunlar. Umarım siz de böyle güzel, keyifli tatiller geçirirsiniz..