Kıbrıs Lefkoşa - Barbarlık Müzesi

17 Aralık 2012 Pazartesi
Balayımızın eğlenceli kısımlarından biri de 1 gün süren Kıbrıs turumuzdu. Tura katılan iki bayan haricinde herkes balayı çiftiydi. Oldukça sempatik, aslen İngilizce Öğretmeni olan ama iş bulamadığı için bu mesleği yapan bir tur rehberimiz vardı. Kıbrıs'ın %90'ı eğitimli yani üniversite mezunu ki zaten bölgede 7 tane üniversite var ve bu sayede turizmin yanında eğitim de önemli bir gelir kaynağı. Ama işsiz sayısı da aynı oranda fazla. Tur rehberimiz atanamadığından, dönen torpillerden, iş alanının dar olduğundan ve Türkiye'nin yatırım yapmamasından yakındı o şirin Kıbrıs aksanıyla.

Bilmediğimiz çok şey varmış. Hatta ne biliyormuşuz ki Kıbrıs hakkında. Casinolar ve onların bulunduğu gösterişli oteller dışında. Kıbrıs tatil demek, sıcak demek bize göre. Ama tarihiyle, kültürüyle, sosyo ekonomik yaşantısında farklı izler taşıyan bir yer..



Kıbrıs'da trafik bizim aksimize soldan akıyor, direksiyonlar arabanın sağında. Bu İngiliz kuralı zamanında Kıbrıs'ın İngiliz sömürgesi olmasından kaynaklanmakla birlikte günümüzde alışkanlıktan ve bazı altyapı çalışmalarının zorluğundan mütevellit devam etmekte. Türk lirası ile beraber sterlin de para birimi olarak kullanılmaya devam ediliyor. Bir çok şey Türkiye'den geldiği için pahalı, ama ÖTV olmadığı için lüks ihtiyaç sayılan ürünler gayet uygun. Araba, içki vs.


Kıbrıs'da Lefkoşa, Girne, Gazi Mağusa ve Güzelyurt olmak üzere toplam 4 şehir var. Genelde düz ovaları olan Kıbrıs'ın meşhur Beşparmak dağlarının eteğinde askerlerimiz tarafından yapılmış, nereden bakarsanız bakın ( Rum tarafından bile görülen) dev kıbrıs bayrağı 4 saha büyüklüğünde ve geceleyin ışıklandırılıp harika bir ambiyans yaratıyor.

Kıbrıs'ın zorlu bir geçmişi var. Ada'yı ikiye bölen, Rumlarla hala hissedilen soğuk savaş zamanında pek çok yıkıma, kayba yol açmış. 
Girne'ye göre daha resmi olan Başkent Lefkoşa'da ara bölge denilen yerde sınır tellerine baktığınız zaman hissediyorsunuz bu soğukluğu. Hala kurşun izlerinin bulunduğu bu binanın sahibi geçmişi unutturmamacasına, yıllardır binanın tadilat edilmesine, yıkılmasına karşı çıkmış. 


Barbarlık Müzesini gezerken, insanın kanını donduran bu hikayeyi gözünüzde canlandırırken, insanlığı tekrar sınıyorsunuz.
 


Lefkoşa'da bulunan Barbarlık Müzesi isminden de anlaşılacağı gibi acı bir olayın mahalli.
1963 yılında Rumlar tarafından basılıp bir anne ve üç çocuğunun acımasızca katledildiği ev.






Bu evde yaşanan olaylar Barbarlık Müzesi adında, o dönemde Kıbrıs'da yaşanan dramın, insanlık ayıbının göstergesi olmuş.











Anne ve çocuklarının can havliyle saklandığı banyo küvetinde hala kurşun izlerini görmeniz mümkün. 







O gece çocukların üzerindeki kıyafetler de sanki bu insanlık suçuna şahit edilmişcesine sergilenirken ziyaretçileri duygulandırıyor.


Neyse ki bu barbarlıklar bugün çok geride kaldı. Rumlar Türkleri, Türkleri Rumları sevmese ve soğukluk devam etse de katliama gidecek gözü dönmüş bir faşizmim olmaması huzur verici.
 
Bir sonraki postta Kıbrısı gezmeye devam edeceğiz...

3 yorum:

Gurme Şirine dedi ki...

müzeleri çok severim...
paylaştığın için teşekkürler canım...

Unknown dedi ki...

paylasim harika olmus , bilmedigim cok sey ogrendim kibris hakkinda .

Tatilinizin guzel gecmeis ayrica sevindirici :) umarim tadiniz hic bozulmaz ..

Inanlarin neden birbirini oldurdugunu hic anlmadim sanirim hicbir zamanda anlamayacagim ..

Unknown dedi ki...

Allahım nasıl mutluyum anlatamam! :)
Kıbrıs'ta balayı rezervasyonu yapmak üzereyiz bizde.Sizin gibi birini bulmuş olmak muhteşem!:) Acaba nasıldı memnun kaldınız mı? Kaç gün kaldınız? Nuhun gemisi fiyatları açıklamadı hala, beklesek mi yoksa başka yer mi ayırtsak? 7 gün Kıbrıs için yeterli mi yoksa fazla mı?
Çok soru sordum biliyorum ama Kıbrıs'ta balayı hakkında pek birşeyler bulamadım da ben :(
Yanıtlarsan çok mutlu olurum :)

Yorum Gönder

İÇİNDE KALMASIN...

Related Posts with Thumbnails