Civciv Kombin

Yazın başında aldığım sarı pantolonumu değerlendirmekti niyetim.

Annecim civciv gibi olmuşsun demişti sabah evden çıkarken  gülüp geçmiştim..

Civciv diye lafmı atılır arkadaş ya! Bir diil iki diil.

Yalnız küçük çocuğun teki aa sarı kedi kız dedi.

Nasıl olmuş sarılar sizce?

Ben niye civciv oluyorum, color block olamıyorumm arkadaşş? :))

Avanos Hatıraları...

Avanos çömlekleriyle ünlü tarihi bir ilçe.

Nevşehirin kültür seviyesi en yüksek ilçesi aynı zamanda..

Tam ortasından Kızılırmak nehri geçiyor bu şirin ilçenin.. İstanbul'u andırıyor ışıklı köprüleriyle..

Nehrin kenarındaki çay bahçesi, yürüyüş parkuru, ağaçlarla dolu park Avanos'un güzelliğine güzellik katıyor, halkı için de iyi bir eğlence mekanı oluyor haliyle, özellikle yaz mevsiminde..

Turistik bir şehir olduğundan giyiminiz, kuşamınız, ramazan ayında dışarda yemeniz, içmeniz, barların ve eğlence mekanlarının açık olması sorun yaratmıyor kimseye, kimse kimseye karışmıyor, yani yobazlık out kısaca.. Bunu belirtiyorum, zira ülkemin her yanı böyle demokratik olmuyor malesef..

Türkiye'nin ikinci Asma köprüsü iddasında olan bu köprü, siz yürüdükçe sallanıyor, korkmanıza gerek yok oldukça sağlam, her gün yüzlerce kişi geçiyor, adrenalini bol..

Oteldeki köpek ve kediyle aramızda sıkı bir bağ oluştu. Kovma noktasına geldim peşimden ayrılmayıp benle yola çıktıklarında araba filan ezer korkusuyla.. Ama sonra olan olmuş köpeğim kedimi yemiş köpeğimi de kovmuşlar otelden :( Kime üzülsem bilemedimm..

Kapadokyaya geldiğinizde size şarap içirirler, şal bağlarlar, hatta gözlerinize özel sürme çekerler. Satıcılar güler yüzlü, yabancı turiste o kadar aşina olmuşlar ki vatandaşını görünce daha bir can davranıyolar..

Yani kısacası güzel ayrıntılar bunlar...

Ceci @ Kapadokya!

Her seferinde aşık oluyorum.Bu üçüncü gidişim oralara. Her seferinde daha fazla tat alıyorum. O büyülü, mistik atmosfer beni sarsıyor derinden. Dönmek istemiyorum hiç İstanbul'a...

Öyle büyük bir tarihimiz, kültür zenginliğimiz var ki dünya görmeye geliyor merakla, büyük bir zevkle.

Ama biz görmüyoruz. Bence Türküm, Türkiyede yaşıyorum diyen herkes bu zenginliği kendi gözleriyle görmeli, bu kültür lezzetine varmalı..

Tarih kokuyor her taş, her kaya, yerler, ağaçlar, gökyüzü bile başka bir zamanın havasını muhafaza ediyor, bulutlar başka, güneş başka..

Medeni, çağdaş, güleryüzlü insancıl turist kardeşlerimiz.

Kimse kimsenin hakkını gasp etmiyor, kuyrukta kimse kimsenin önüne geçmiyor, içerden çıkmadan dışardakiler içeri girmeye uğraşmıyor, stop diyorlar ve duruyorlar. Disiplin ve empati anlayışlarına hayran olmamak elde değil.

Çok masalsı geliyor bana buralar, sanki periler diyarı...

Peri bacalarımız boşa değil, bi anlamı olmalı...

bi anlamı var zaten...

Aşağıya bakıyor ama düşecek gibi olmuyor insan, uçacak gibi oluyor, dedim ya masası bir yer burası, sanki burda herşey sihir, herşey mümkün gibi..

Ve bu güzelliklerin tadına bakan mutlu Ceci...

Tatil anılarımı yazmaya devam edicem.

Çok memnun ayrıldım oralardan çooook.

Umarım herkese nasip olur oraları gidip görmek...

Dünyanın bir ucundan gelenleri gördükçe bu çok da zor olmasa gerek..öyle dimi?

NOWADAYS..

Bu aralar günler oldukça yoğun ve yorucu geçiyor..
Ayrı ayrı post hazırlayamıyorum, o yüzden topluca ne yaptığımdan bahsedeyim istedeim..

Ne yaptım, ne yedim?

İlk gördüğüm andan itibaren bayıldığım ve artık dayanamadığım bu güzelliği uygulamaya koyuldum, Halleyli Pasta yaptım.

Tarif burdan..

Hem kolay hem lezzetli. Görüntü konusunda pek tatmin olmadım,vasattı, ilk kez yapışıma verin. Ama tadına diyecek yoktu cidden. Ben sadece bir dilim yedim ama evdekiler bayıla bayıla bitirdiler.

Ben file fıstık bulamadığım için ceviz içi serptim üzerine, hindistan cevizi, fındık, fıstık arzu ettiğiniz şekilde süsleyebilirsiniz.

Bu aralar favorim.. :)

Ne sürdüm?

Makyaj olarak neler kullandığıma gelirsek; Hatırlayacağınız gibi tenime çok çok koyu gelen MAC fix pudrayı bronzer olarak kullanma umuduyla yaza bırakmıştım. Ama şimdi resmen tüm yüzüme pudra olarak uyguluyorum, oldukça doğal duruyor. Koyu mavi farı da bronzluğuma yakıştığı için bu ara kıyafetime de uydukça severek sürüyorum. Neden bilmiyorum ama allık sürme gereği duymuyorum ve dudağımda da sadece parlatıcı veta nude tonlarda ruj oluyor.

Son zamanlardaki makyaj formatım resimdeki gibi..

Alix Avien15 Numara

Bu ojenin rengine bayıldım. Pembe,lilamsı böyle gül kurusu gibi çok şeker ama ağır da bir havası var. Marjinal bir renkten çok kırmızı, pembe, beyaz gibi klasik ve asil bir oje duruşu var,pek sevdim..

Gliss'i hepiniz biliyorsunuz zaten. Tatilden sonra yıpranmış saçlarımla ilgilenme vaktim geldi tabii.

Yanında duran güzelliği ise tesadüfen bulmuş olmama bi hayli sevindim.

Sevgili Bilgen bir videosunda o kadar çok övmüştü ki kesinlikle almalıydım ama hiçbiyerde rastlamamıştım. Tesadüfen görünce hemen aldığım ve dediği kadar var, kesinlikle harika bir koku, harika bir kalıcılık, kısa sürede bitircem gibi, sıkmadan duramıyorum, yani anlayacağınız bir deodoranttan çok daha fazlası :)

Ne giydim?

Ofiste her gün bu moddayımm. Ayakta sandalet, elbise veya etek.

Mango'dan yeni aldığım beyaz eteğim efil efil, üstüne uydurduğum bir t-shirt ile sık sık giyiyorum. Ne olur ne olmaz, ani bir toplantı çıkar diye topuklu ayakkabılarımı yanımda götürüyorum.

Ne aldım, taktım?

Bandırmada ne alırsan 1 TL bijuterisinden aldıklarım..

Az şey aldığımı düşündüm. Öyle güzel şeyler vardı ki...İlaç kutusuna bayıldım özellikle..

Nereye gittim?

Geçen pazar arkadaşlarla bowling... Dört kişiydik, İkinci oldum, buna da şükür..

Bunun dışında akşamları fırsat buldukça yürüyüş bazlı bol bol spor, ve çalışma olarak geçiyor günler..

Çok yakında çıkılacak bir tatil daha var. İzne çıkmadan önce işlerimi halletmeliyim..

Bana kolay gelsinnn.. :)

ElbiseMania!

Bu yazım elbiselerle geçti diyebilirim..

Özellikte tatilden döndükten sonra, iki hafta oluyor, pantolon giymedim hiç. E bronzluğum geçmeden istifade etmek lazım ama dimi?

Yazın bembeyaz bacaklardan ziyade bronz bacağa etek, elbise çok yakışıyor kuşkusuz, ufak ufak tüyleriniz, izleriniz bile olmuyor, pürüzsüz bi görüntü.. O halde açılana kadar giymeye devam..

Bandırma'da moda konusunda İstanbul'u aratmıyor. Kızları çok güzel bikere ve gerçekten iyi giyiniyorlar. Butiklerine bayıldım, indirime de gidilmiş, fiyatlar çok iyi, o kadar şey beğendim ki dayanamayıp resimlerini çektim..

Bu şekermi şeker elbiseye bayıldımm, resmen gözüm kaldı..

Bu da ayrı bi güzellik! :)

Bu model burda da var sanırım görmüş gibiyim, ama sizce de çok şirin değil mi?

Vee Beyaz puantiyeli kırmızı, kemerli şort tuluma aşıkk oldummm.. Valizimde yer olmadığı ve burdada benzer bişey bulurum umuduyla almadığım için pişmanım diyebilirim...

Son olarak bizim de elbiseli bi resmimiz gelsin efenimm..Burda daha ilk günümüz olduğu için bacaklarımız sütten çıkma ak kaşık modunda :)

Tatil Ayrıntıları...

Hayat bazen ayrıntıda gizlidir. Mutluluk da öyle..Ve tabii tatil de..

Hiç üşenmedik, oturup bir tencere yaprak sardık. Böyle tatil nerede görülmüş, evde bile yapmadık bu kadar işi :)

Böyle bir elle bitemedim, okeyimiz de var ama şans işte olmayınca olmuyor...

Bandırma'da kardeşimin öğrenci evinde kaldık. Ben daha derli topluydum sanırım. Sadece saç maşam koltuğun üzerinde ayakkabılarım yatağın üzerindeydi :)

Odasını ele geçiren arkadaşımın yarattığı kaos bu..Resmi görünce inanamadı kardeşim kendi odası çalışma masası olduğuna, ama hem dağıttık hem topladık. Zira öğrenci evlerini bilirsiniz, hep fenadırr :)

Denizden döndükten sonra akşam yemeklerimizi hazırlayıp pişirene kadar saat epey geç oluyordu. Çorbamızdan, etimizden, pilavımızdan, salatamızdan da hiç taviz vermiyorduk.

Bir güncük de sağlıksız beslenelim dedik kaçamak yaptık, ateş bizi çağırdı; gittik; Bize her yer burger!

Oldukça hayvansever bir şehir burası. Sahil yolunda balıkçıların maskotu kediler, peşimize takılıp sevgi gösterisinde bulunan köpekler. Ne çok köpek besleyen vardı, sokaklar cins hayvan kaynıyordu. Biz de durup sevmekten geri kalmıyoruz tabiki..   

Var mı tatil gibisi?

Yok bence.. ;)