Evet mümkün. Ben yaptıysam herkes yapabilir.Ben yapım gereği balık etli, yuvarlak hatlı bir bayan oldum hep. Böyle çiroz gibi kemikleri sayılabilecek sıskalıkta değildim ama çok kilolu da değildim, yaşıma ve yapıma uygun kilodaydım. Ne beni rahatsız edecek ne de çevremdekilerin dikkatini çekecek kadar yani.
Ama son 2 yılda yeme içme kavramım baya bi gelişti. Çok yedim itiraf ediyorum, iştah açık olunca bir de "kiloda ne diye" umursamayınca usul usul kilo aldım ve hiç farketmeden tartıda 70'e geldiğimi de görmüş bulundum. Ama hala aynaya bakınca 38 beden klasik aklımdaki beni görüyordum.
Böyle de etkisi altına alan bi problem işte bu, farketmiyosunuz.
Pantalonlarınız sıkıyor, fotoğraf kadrajlarına sığamıyorsunuz ama farketmiyorsunuz.
Hiçbi zaman diyet listem olmadı, diyet yapmadım.
Ve yine diyet yapmayarak 10 kilo verdim. Çok hızlı bir şekilde de değil. 5 aylık bir sürede.
Aslında herşey psikolojik, kafada bitiyor. Diyet vs. zorunluluk hissi verdiği için yaparken mutsuz ve stresli oluyoruz. Bu da bizi olumsuz etkiliyor, öyle ki bazen yemeyerek 100 gram bile eksilemiyoruz. Demekki çözüm yememek değilmiş.
O yüzden benim yaptıklarım bir diyet, bir zayıflama listesi filan değildi bana göre yaşam şekliydi. Yaşam şeklimi değiştirdim, mesele alışmaktı. Ve alışılmayacak bişey yok hayatta.
Herkesin bünyesi farklı, herkesin metobolizmasının yiyeceklere karşı reaksiyonu farklı. Ama benim ne yaptığımı soran sevgili blogger arkadaşlarım için bikaç temel noktayı paylaşabilirim;
*Çayı şekersiz içiyorum. Her çay bardağına attığımız iki şeker, bir dilim ekmeğe tekabül ediyor. O yüzden günde kaç dilim ekmek yediğinizi hesaplayın bi..facia dimi :) Zaten siyah çay yerine yeşil çay tercih ediyorum çoğu zaman.
*Kolayı içecek olarak düşünmüyorum artık, içeceğim nadir zamanlarda ise light veya zero tercih ediyorum.
*Beyaz ekmek asla yemiyorum, ekmek yemem gerektiği zamanlarda kepekli ekmek tercih ediyorum.
* Tuzla aram hiç iyi değildi zaten. Yemeklere tuz atma kültürüm pek yok, tuzlanmış bir yemeği yiyorum evet ama ben kendim salataya bile, tuzluğu alıp elime tuz dökmeyi sevmiyorum.
*Akşam 7'den sonra yemek filan yemiyorum ( ki bu benim en büyük zaafımdı, yatana kadar yiyip içmek) Ama yatağa dolu bir karınla girmek artık beni rahatsız ediyor. Bir mandalina veya bir avuç ceviz yetiyor bazen ihtiyaç duymuyorum başka şeylere, canım da çekmiyor artık. Midem küçüldü sanırım, daha az porsiyonla doyuyorum. Öğünlerimi bölüyorum. Az ama sık yemek çok doğru bir teori. Eğer midenize bir anda yüklenirseniz zavallıcık iki eliniz kadar bişey zaten, hepsini hazmetmesi nasıl mümkün olsun.
*Ve spor! Her akşam hepimizin evde yapabileceği basit plates hareketlerini tekrarlıyorum. Plates önemli çünkü olduğundan daha az kilolu görünmenizi sağlıyor. Şuan 57 kiloyum kimse inanmıyor, çünkü 3-4 kilo daha az görünüyorum. Yürüyüş yapmayı seviyorum, alışkanlık haline getirdim. Hani yürüyerek gidemeyeceğim hiçbi yer yok gibi. 30 gün de sürse burdan Edirne'ye yürürüm heralde, hoşuma gidiyor bacakların çalışması çok önemli özellikle.
Bunların dışında aklınıza gelebilecek herşeyi yiyip içiyorum. Çikolata, tatlı, hamur işi, makarna, pilav, et.. Ama abartmıyorum tabiki.
Dediğim gibi bu bi diyet listesi filan değil bu bi yaşam tarzı..
Bir haftada 3 kilo 5 kilo şok diyetler değil alışarak, yeme alışkanlığını değiştirerek uzun vadede sağlıklı bir bedene sahip olmak... herkesde işe yararmı ama benim tavsiye edeceğim bu.
Herkese sağlıklı günler..:)