Kakiş Team...

27 Ocak 2017 Cuma
Malumunuz günlük rutinimizde önemli bir yere sahip alt değiştirme.. Hepimiz "beze verdiğimiz parayı biriktirsek araba alırdık" fikrinin yılmaz bekçileriyiz :)


Bu da alt değiştirme malzemelerimiz. Benim deyimimle kakiş team!
Pratik olsun diye bir kutuda topladım. Böylece bezi, kremi, ıslak mendili, tek tek aramak, bulmakla uğraşmamış oluyoruz. 


Çok şükür henüz ciddi bir pişik deneyimimiz olmadı. Ama çok küçükken ishal olduğu bir dönemde popişinde kızarıklık farketmiştim. O dönemde tanıştık Sudo kremle. Tavsiye üzerine edindim ve gerçekten memnun kaldım, son derece başarılı bir ürün, ben de gözüm kapalı tavsiye edebilirim.

Bezimiz Yağız doğduğundan beri Prima.
Yenidoğan döneminde premiumdan kullandık sonra çok gerekmediğini düşünerek aktive geçtik. Başka bir marka kullanmadım henüz. Bir kaç sızdırma yaşasak da memnunuz.

Islak mendil olarak da tek tercihim Unibaby. Ve yine ilk başlarda daha hassas yapıda yenidoğan olanını kullanmıştık. Bir ara Sleppy çok övülmüştü, fiyat performans açısından iyi denerek. Fakat bir iki denemeden sonra unibabynin daha iyi geldiğine kanaat getirdim ve güçlü bir stoğum var.

Alt değiştirirken popoyu kurulamak için yumuşak bir bez veya havlu, bitakım kazalara mahal vermemek için kağıt havlu, tuvalet kağıdı vs. bulunduruyorum. Bunlara ek olarak boş poşetler de bulunduruyorum, bezi hijyenik bir şekilde atmak için.










Bu da küçük beyin bakım sepeti...
Şampuanı, kremleri gibi banyo sonrası yapılacak bakımı için gerekli ürünler bulunmakta..
Şampuan ve losyon olarak yine Unibaby tercihimiz.
Pudra konusunda uzmanlar kullanılmamasını öneriyor ama ben bir iki defa banyo sonrası Johnsons Baby kullandım.





















Back to Kitchen...

22 Ocak 2017 Pazar

En sevdiklerim arasında yine sofra kurmak...



misafir ağırlamak...




ve tabi sevdiceğimle de özel sofralarda buluşmak...(ki artık minik bir civciv de bize eşlik etmekte)



EK GIDA Masalı...

20 Ocak 2017 Cuma
Eskiden herşey daha mı kolaymış yoksa Anneler daha mı az bilinçliymiş? Şimdilerde çocuk büyütmek çok daha meşaketli, incelikli.. özverili demeli miyim bilmiyorum. Bütün anneler çocuğu için en iyisini ister çünkü. Ama şu bir gerçek ki bizim çocukluğumuzda, annelerimizin zamanında bu kadar alengirli değildi herşey ve bir şekilde iyi-kötü büyüdük biz. Ama artık devir değişti, herşey çok daha kapsamlı, bilgiler çok daha ulaşılabilir, paylaşılabilir ve biz de çocuğumuz için en iyisini istiyoruz. Hepimizin ortak gayesi dünyanın en iyi annesi değil ama çocuğumuz için en iyisi olmak.

"Ek gıda" kavramı da annelik serüveni içinde özel bir yere sahip. Anne sütünün iksir mahiyetindeki mucizeviliği yadsınamaz bir gerçek. Bununla birlikte çok daha pratik, rahat ve manevi hazzı doldurulamaz. Ama daha sağlıklı bir büyüme ve gelişim için, belli bir süre sonra dünyanın en anlamlı , en kutsal işlemlerinden biri olan emzirmeyle birlikte artık bebeğinizi kendiniz dışında, dünya nimetleriyle beslemeniz gerekiyor. Benim gibi emzirmeyi seven ve rahatlığını bilen anneler için düşündürücü ve biraz da endişe verici bir durumdu ek gıdaya geçmek. Ne vermeliyim? Organik mi? Hijyenik mi? Ne kadar vermeliyim? Nasıl hazırlamalıyım? Ne zaman başlamalıyım? en temel sorulardı benim için.

Her ay rutin kontrollerimiz oluyor, çocuk doktorumuz bize bir liste veriyor vermesine. Aile büyüklerinden, deneyimli annelerden de tavsiye alıyoruz haliyle. İnternet zaten büyük bir nimet, sezarın hakkı sezara. Dünya kadar tarif var... Ama yine de her bebek aynı değildir düşüncesi beliriyor aklınızda. Ancak deneyerek emin olabiliyorsunuz, bebeğiniz için en doğrusunu öğreniyorsunuz. BLW diye bir teknik var mesela. En kısa tabirle "bebeğin kendi kendine yemesi". Ama detaya inerseniz, sebze meyveler buharda pişecek, önüne koyacaksınız kendisi yiyip sevecek, yerler, üstü başı batabilir hiç sorun değil ve bunu 3 gün kuralı ile yapacaksınız. Bu da bebeğinizin hangi besine karşı alerjisi var anlayıp öğrenmek için, var da var yani. Diyorum ya sonsuz bir derya, içine girip kaybolabilirsiniz. Başarılmış ki formül olmuş, milyonlarca kişi için. Ama buna şartlanmak, fazlaca kasıp strese girmek hem kendinizi hem bebeğinizi mutsuz edebiliyor sonunda. O yüzden genel kurallara evet,  bilgiler hep akılda ama her annenin reçetesi çocuğuyla arasındaki bağda gizli bence, çözmek bizim bileceğimiz iş.



O yüzden ben herhangi bir tarif vermeyeceğim. Kendim de doktorumun verdiği listeyi, arkadaşlarımın paylaştığı bilgileri baz alıyorum. Artık 6 ayımızı doldurduk. Yaklaşık 1 aydır düzenli olmasa da tatlarını bilsin diye meyve, sebze veriyorum. Bir kaç haftadır sabahları bebe bisküvili veya irmikli muhallebi, öğlen meyve püresi akşam da çorba hazırlamaya çalışıyorum. Bazı günler bu rutini kaçırıyordum doğrusunu söylemek gerekirse. Ama 6 ayı dolmadığı için önemsemiyordum. Doktorumuz 5. ay kontrolünden sonra muhallebilere başlayabilirsin azar azar demişti. Ama bir başka doktordan 6 ay sadece anne sütü tavsiyesi almıştım. Kafamı karıştıran en önemli noktalardan biri de buydu. Öyle ki 4. ayda ek gıdaya başlayan arkadaşlarım vardı. Ama ne kadar geç o kadar iyi diye düşündüm kendimce. Demin de bahsettiğim gibi en iyi en doğru karaları bebeğinizle, onun reaksiyonları ile birlikte siz alacaksınız.





Gelelim ek gıda alışverişine. Sistemli olmak için gerekli araç gereçleri önceden temin etmenizde yarar var. 

Bizim mama sandalyemiz; alçalıp, yükseltilebiliyor. Henüz oturamayan bebekler için yatma konumuna getirilebiliyor. Altında minik bir sepeti var, mama önlüklerinizi veya herhangi bir malzemeyi orada muhafaza edebilirsiniz. Önündeki tablası çıkıp sandalye olarak kullanılabiliyor ve en güzeli tekerlekli olduğu için her yere kolayca taşınabiliyor.


Cam rende en önemli ihtiyaçlardan biri. Besin emziğini de kullanışlı buldum, meyvelerin tadını alabilsin diye daha erken aylarda dahi kullanıma başlanabilir.


Mama tabaklarımız çok cici değil mi?  Önlüklerimiz gibi hediye.





Related Posts with Thumbnails