Bir Lohusa Masalı...

14 Aralık 2016 Çarşamba



Lohusalığa veda edeli aylar oluyor.. Ama değinmeden geçemeyeceğim hassasiyette bir konu. Yaşamadan anlaşılmayacaklar listesinde olan bir muamma da lohusalıktır. En basit tabirle doğumdan sonra kadının yaşadığı 40 günlük fizyolojik ve psikolojik sürecin adıdır lohusalık. Bu dönemde siz de "taze anne" sıfatının yanı sıra "lohusa" olarak adlandırılıyorsunuz. Ve bu demek oluyor ki herşeye alınabilir, kızabilir, küsebilirsiniz. 

Şaka bi yana bu dönemde gerçekten farklı düşünce ve hislerde oluyorsunuz. Öyle ki bunu ciddi boyutlarda yaşayıp, depresyona girip kendine veya bebeğine zarar veren kadınlarımız oluyor malesef. Kolay değil bir yandan vücudunuz eski haline dönmeye uğraşırken, bir  yandan yeni sıfatınız anneliğe alışmaya çalışıyorsunuz. Size muhtaç, her koşulda ilgilenmeniz gereken bir bebek bütün sorumluluğunuz ve önceliğiniz olmuş durumda. Uykusuzluk, yorgunluk sizi zorluyor. Hayatınızın bir daha asla eskisi gibi olmayacağını farkediyorsunuz. 40 gün boyunca evden çıkmamak da kendinizi hapsedilmiş, özgürlüğü alınmış gibi hissetmeniz açısından tuz biber oluyor.



Bütün bunlar zihninizi bulandırırken, bebek bakımı konusunda adeta her biri master yapmış, engin bilgileriyle sizleri sürekli taciz eden aile büyüklerinin, bebek görmeye gelen değerli misafirlerinizin canınızı sıkması kaçınılmaz oluyor haliyle. Kurulan cümlelerin listesi bile var artık. Lohusaya söylenmeyecek sözler diye. Ben kendi duyduklarımla bir liste yapayım madem;

1.Emiyormu? Sütün yetiyormu? (en popüler soru)
2.Ay kucağa alıştırmışsın, sakın kucaklama bırak ağlasın (Ağlasın tabi, arka fon müziği gibi dinleyelim sabahtan akşama)
3. Sezeryanmi yaptın? Keşke yapmasaydın (kısmet be gülüm)
4. Ay çok küçük, ay minnacık (on günlük olduğu için olabilirmi )
5. Çok giydirmişsiniz, hem de bu havada, erkek çocuk sıcağı sevmez. (?)
6. Az giydirmişsiniz, üşüyüp hasta olacak, uğraşacaksın sonra, üç kat giydir (!!!)
7. Bu çocuk aç galiba (halbuse iki dakika beş saniye önce gözünün önünde emzirmiştin)

Normal ve zararsız gibi görülen bu sözleri lohusalıkta ve çokca duymak sizi çıldırtabilir. Oysa onlar da kadındır, onlar da lohusalık geçirmiştir, anlayış  beklemek yanlış değildir. Ve hiçbirzaman unutulmamalıdır ki bir bebeği annesinden daha iyi kimse düşünemez.

Bu dönemde aynaya baktığınızda karşınızda gördüğünüz kadını pek beğenmeyebilirsiniz. Ben aldığım kilolarımın büyük bir bölümünü ilk 10 gün gibi kısa bir sürede ve hiçbir çaba sarfetmeden verdim. Bu arada şunu da anladım ki doğumda malesef kilolarınızın çok çok az bir kısmı gidiyormuş. Ama eve döndüğünüzde, emzirmeye başladığınızda, uykusuzluk ve ödem atma da eklenince, üstelik benim gibi yaza denk gelince baya hafifleyebiliyorsunuz. Zaman bu süreçte öyle hızlı ki siz bebeğinizle ilgilenmekten farkına varamayacaksınızdır. Yine de sabırlı olmak da fayda var, emzirdiğiniz için diyet veya spor yapmak da pek doğru olmuyor açıkçası...

Dışarı çıkmama mevzusu ise bir lohusanın en büyük kabusu, hurafeden öte gitmiyor. Mümkün mü sizce? Zaten bebeğinizin 1 hafta, 1 aylık kontrolleri derken çıkmak durumunda kalıyorsunuz. Malesef bağışıklığımın zayıflaması sebebi ile kendim için de üç dört kez hastaneye gitmek hatta bir gece serum yemek durumunda kaldım ben. Hamilelik boyunca kestirmediğim iyice rapunzele bağlamış saçlarım için de kuaföre gittim. Alışveriş, fotoğrafçı, eczane derken zorunlu ihtiyaçlarınız için de olsa dışarı çıkıyorsunuz. Aslında birazcık hava almak için yürüyüşe çıkmanın, eşinizle veya bir arkadaşınızla küçük bir kahve kaçamağı yapmanın sizi kötü bir anne yapmayacağını bilmelisiniz.

Bu süreçte kendinize iyi bakmanız, her anlamda kendinizi iyi hissetmeniz gerekiyor. Hem sizin hem bebeğinizin sağlığı ve mutluluğu için. Size bu konuda destek olacak, yardım edecek sizi iyi hissttirecek kişilere düşüyor aslında en büyük görev. Lohusayı yalnız bırakmamalı, ona pozitif enerji vermeli ve tabiki yardımlarını esirgememelidir. Bu dönemde anlaşılmak bile en büyük yardımdır lohusa için.






Related Posts with Thumbnails