Laf Arası...

30 Haziran 2011 Perşembe
Kutu hastalığım var benim.
E siz de takdir edersiniz ki organizer olayında çok işe yarıyor, bütün ıvır zıvır düzeninizi sağlıyor.
Bende her bulduğum kutuya saldırıyorum. Lazım olur, bişeyler koyarım diye.
Annemse "gene kutumu aldın, tamam eşyalarını yer yok diye kutuya koyacaksın da o kutuları nereye koycaksın" diyor. E tespit süper.
Koçtaştan aldığım bu cici kutulara doldurcamı doldurdum ama artık onları koyacak yer bulamıyorum :)


Ne kaa güzel ayakkabılar dimi?
Geçen yaz benimdi.
Ama şimdi değil, değiller!
5 çift ayakkabımı atmış annem, yanlışlıkla!
Hatun temizlik yaparken atılacakların poşetiyle karıştırıp yazlık yepisyeni ayakkabılarımın olduğu koca poşeti atmışşş! Neyseki baya geçti farkına vardığım zamandan, şoku atlattım ben yani, iyyim..


Bu arada kendimde beğenmediğim yerim kesinlikle ayaklarım, taraklılar, ön kısmı geniş yani, o yüzden her ayakkabıyı rahatça giyemiyorum ben :(

 

Küllü Kızıl...

29 Haziran 2011 Çarşamba
Banyodan yeni çıkmış, ıslak, dağınık ve küllü kızıl saçlarım...
Her zaman doğallıktan yanayım ama beyazlarım çoğalınca mecbur kaldım.
Kuaför koltuğuna oturup saatlerce alıkonmak istemediğimden bir kutu boya ve annemin yardımıyla bu işi hallettim.
Bu 4 yıkamadan sonra açılmış, hem gün ışığı hemde flaşlı hali.
Aralardaki kızıllıkları belli etmek için uğraştım açıkçası.
Normalde gayet koyu, eski saç rengim gibi doğal duruyor.
Güneşte hafif kızıl pırıltılar veriyor.


İlk defa denediğim, çok çok memnun kaldığım ve de tavsiye edebileceğim bu boya..

Herkes çok beğendi. Ben de çok sevdim, en çokda güneşte parlayan o kızıl ışıltıları...

Markafoni Aşkı ♥

28 Haziran 2011 Salı

Bizim Hande'nin ayakkabı aşktır felsefesi var ya hani
Ayakkabı değil de 'Elbise Aşk'tır genelde bende...♥
Görünce dayanamıyorum..



Ama ayakkabıdan da geri kalıyorum anlamına gelmiyor bu...



Her hafta Markafoninin ağız sulandırıcı kampanyalarına kayıtsız kalmayıp alışveriş yapılırsa bu da bir aşk sayılır mı, yani markafoni aşkı? :)

Ceci'siz Düğün Olmaz :)

24 Haziran 2011 Cuma
Müdürümüz biricik oğlunu 10 Haziran'da Ataşehir'de Marriott Otel'de görkemli bir düğünle evlendirdi.
Herşey çok özel ve çok güzeldi. Bizde iş arkadaşları olarak kokteylden sonra bize ayrılan masada yerimizi aldık, dans, müzik ve sohbet derken keyifli bir gece geçirdik.


Nikah şekeri ortamın loş atmosferinden pek belli olmamış, ama çok çok şirin bişey. Gelin damat biblosu, tüylü ve dantelli..Erkek arkadaşlardan biri kendininkini de bana verdi, pek bi mutlu oldum :)


Makyajım, saçım ve takılarım..
Saçım belli olmuyor sanırım, önden bombeli düz bir at kuyruğu idi. Aslında kuaförden çıktıktan sonra pek memnun değildim, sanki istediğim gibi olmamıştı. Arkadaşımın da öyle. Ama sonra giyinip, takıp takıştırınca daha bi hoş göründü gözümüze.


Elbisemi geçen yaz Kotondan almıştım. Fiyonklu kolyem ise Cassettenin hediyesi.
Elbise siyah olduğu için düz gibi görünsede küçük detayları vardı.
Ayakkabımı bu tarz şeylerde sık giyiyorum, hem siyah hem klasik bi havası var ama o takılması güç kayışı beni çileden çıkartıyor :)


Böyleydim işte. Siz nasıl buldunuz bakalım? :)

Ses Veriyorummm Dooo... :P

23 Haziran 2011 Perşembe
Ben nerdeyim, napıyorum?
20 günü geçmiş post yazmayalı. Bu benim için rekor.
Bu zaman zarfında neler oldu neler... Mutlu oldum, mutsuz oldum. Ağladım, güldüm, hayatı sorguladım, düşündüm, toplanmıyorsa bırak dağınık kalsın dedim. Alışveriş yaptım bol bol. Yeni ayakkabılar, elbiseler aldım. Saçımı boyadım ama çok radikal bi değişiklik değil, onu da paylaşıcam. Düğünlere gittim, gezdim, tozdum, eğlendim. Tatil planları yaptım, ama henüz tatile gidemedim. Hepsini paylaşıcam..
Zaman buldukça sizleri de okudum tabiki..



Resimsiz olmasın bu post. İşte aldıklarımdan bir demet..

Markafoniden aldığım Colins kot elbisem.
Ben çok severim kottan türetilmiş esvapları. Etek olsun ceket olsun çanta olsun kotun böyle spor, kendine özgü bi havası var hani. Kot elbisem yoktu hiç. Görür görmez alayım istedim.
Geldiğinde de çok hoşuma gitti. Deichmandan aldığım lastik pabuçlarımla kombinledim :)
Sadece beklediğimden kısa çıktı, ama tereddütsüz giyiyorum..
Kollarını kıvırabiliyorsun, burda salmışım uzun kötü bi görüntü var, ama kıvırınca daha hoş duruyor..




Hayallerimin cüzdanını buldum sanki.
Her cüzdan alışımda bunu düşündüğüm için sanki diyorum. Bilmiyorum bu hevesim de ne zamana kadar sürer ama hep böyle kart kısmı fazla, klasiğin dışında, fermuarsız sade çıtçıtlı bir cüzdan arıyordum. Üstelik beyaz ve üstündeki baharı anımsatan cıvıl cıvıl deseniyle bu yaz çantanda yer edinmek hakkım diye bağırıyodu bana. Onu defactoda bir arkdaşıma doğumgünü hediyesi bakarken keşfettim. Hiç ihtiyacım olmasa da bu lüksten kendimi alamadım.


Ayrıntıları da...

Bu cici şapkamı henüz takamadım. Bi tatil havası, bi yaz ilhamı almak istiyorum havadan...Belki bir haftasonu ada kaçamağı yaptığımda bisikletimi kullanırken daha doğrusu kullanAmazken eşlik eder saçlarıma, güneşi ne kadar sevsem de kafamda yumurta kırsan pişer kaynayışından hazzetmiyorum.
Tatile çıktığımda hiç kaçarı yok bavulumda olacak zaten..



Daha aldığım bi çok cici var.. Yavaş yavaş...:)

Related Posts with Thumbnails