Ceci Tüm Evrenin Yeni Yılını Kutlar..

31 Aralık 2009 Perşembe



YENİ YILDA;

Avşa adasında üç daire,
dört üçgen beş dikdörtgen

Gökyüzünde bir bulut ,
Biri yazlık biri kışlık iki platonik sevgili ,
bir fabrikanın öğle üzeri yaslanıp sigara içilen beyaz duvarı,
Islıkla da çalınabilen dört anonim türkü
palandökende bir palan, iki döken

bi sürü kedi köpek , dünyada mekan ,ahirette iman ,
denizde kum ,uzayda yer çekimsizlik
Bir çuval gazoz kapagı,

On sekiz saç biti ,
Biri İngilizce 6 adet küfür
Sevenlerin kalbinde kurulmuş bir taht ,
Bir adet ağaç gölgesi ,
Üç kuş kanadı sesi
Anne babadan kalma yarısı yaşanmış bir ömür....
Sizlerin olsun...
(CAN YÜCEL)


365 SAYFALIK YEPYENİ BİR ÖYKÜ DAHA BAŞLIYOR HEPİMİZ İÇİN. HAYATINIZIN HER GÜNÜNE BİR YAPRAK AYIRIN VE HER YAPRAĞA BİR HİKAYENİZİ SIĞDIRIN. İÇİNDE SİZE VE HAYATINIZA DAİR BOL KAZANÇ , BAŞARI ,MUTLULUK , SIHHAT VE HUZUR ÖYKÜLERİ OLSUN. VE SONRA ONLARI SEVDİKLERİNİZLE BİRLİKTE OKUYUN IŞIL IŞIL BEMBEYAZ BİR YILBAŞI AKŞAMINDA. NİCE MUTLU YENİ YENİ YILLARDA…
Yeni yılın size ve tüm sevdiklerinize sağlık, mutluluk, neşe, başarı, bolca para, sevgi ve huzur getirmesini dilerim.
Mutlu Yıllar...
:)
(Cecii)
*****Bekle bizi "2010" Sana Geliyoruzz! :)****

E Hazırız Yeniyıl Biz, Gel Gayrii! :)

30 Aralık 2009 Çarşamba



Bu sepet olaylarını pek severim. Adı "hediye sepeti" olunca da tadından yenmez bi hal alıyor mevzu. Bizim sevgili saygılı düşünceli İşyerimiz hediye sepeti verdi biz yılmaz neferlerine :) Sağolsun, varolsunlar.

Organize İşler Bunlar...

29 Aralık 2009 Salı
Takılar kadar makyaj malzemelerinin mekanı da sorun teşkil eder bayanlar için.Kutular, çantalar yetmez, tuvalet masasında yer kalmaz, banyoda el altı olmaz falan filan...Ben daha önce Koçtaş'tan bayılarak aldığım 3 çekmeceli organizerımı kullanıyordum. Fakat kozmetik çılgınlığı bünyede hasıl olduğundan beri yetmiyor.

Bi hafta önce Markofoni'den İts beauty organizer sipariş etmiştim. Onu pembe aynalı kutumun içine koyup düzenledim, en sık kullandığım ürünleri koydum. Şimdilik yerimiz rahat, ammaa sıkılırsam, yetmezse ve daha pratik organizerlar çıktığında onları da denemeye açığım :)


Yunan Şarkıları..iyidir iyi.. (:

Yunan şarkılarını benim gibi seveniniz var mı?
Hoşuma gidiyor bizim ezgilerimizi hatırlatıyor yabancılık çekmiyorum.
Her ne kadar rakımıza, baklavamıza sulansalar, aramızda inceden tatlı bir husumet de olsa Yunan insanını Türk insanına kültürel, fiziki, beşeri bakımdan yakın bulurum. İspanya'dan sonra Yunanistan'a özelikle Atinaya gidip gezmek isterim. Sonra Selanik, Atamızın doğduğu evi görmek, şöyle canlı kanlı sirtaki izlemek.
Çok mistik bir ülke. Bütün tanrılar, Eroslar, Afroditler, filazoflar burdan çıkma ya. Antik Yunan diye bişey var mesela hep merak ederim.

Aşağıdaki klibin sahibi Nikos Vertis Yunanistan'ın en sevilen şarkıcılarından biri. Yakışıklı karizma çocuk vesselam.O'ndan ve güzelim sesiyle söylediği şarkılarından mahrum kalmayın istedim.






müzik - nİkos vertİs - pes tomou ksana

KIRMIZI NİŞANLIK VE CECİ'nin NİŞANLIKIM NASI OLSUNCALARI

28 Aralık 2009 Pazartesi

Dün tükücüğümün abisinin nişanına gittik bizim grupcanak.Gelin hanımı pek tanımıyorum ama tükücüğümün anlattığına göre pek sevimli bişey değil sinir oluyor biraz.Neyse dedikodu olmasın :P Allah mutlu etsin çifti severek ederek evleniyorlar, karışılmaz tabe. Gelin kızımız nişan kıyafeti rengini kırmızıdan yana kullanmış.Ama biz kendini beğenmiş jüri heyeti olarak yakıştıramadık doğrusu. Yani kız çok çok zayıf, incecik belini de iyice sıkmışlar, upuzun görünüyor o kısım bide eteği çok aşağıda başlayınca. Yoksa kırmızı nişanlık benim de hayalim. Ya nişan ya kına gecemde kırmızı giymek isterim Allah kısmet ederse o günleri görürsek :)






Böle kabarık kat kat etekli abiyeler çok hoşuma gidiyor, prenses gibi :)


Bu biraz daha bordoya kaçan ama zarif bir elbise olur öyle değil mi? Belki kenardan yırtmaç verilip biraz daha hareketlendirilebilir.


Değişik rengi ve kenardan gelen fırfır fırfır şekline hayran kaldım, çok şık .


Sade ama duruşu hoş gerçekten ve kırmızı...
Ay bu coşkulu modeli çok beğendim, bacak dekoltesi daha aza indirgenirse 
giyilebilir :)


Bunun modeli pek bi hoşuma gitti...Rengi de fena değil aslında hoş :)



Bu da kabarık ve boyun yakalı güzel bir model..
Siyah renk pek tercih edilmiyor bu gibi törenlerde ama boyundaki çiçekle filan gayet hoş göz dolduruyor.
Size fikir olsun ben karar veremicem sanırımmm.. :(:

Y VEYA X ÖNEMLİ OLAN SAĞLIKLI BİR KROMOZOM ;)

26 Aralık 2009 Cumartesi




Bugün Okuldan kızlarla evli bir arkadaşımzıın evine davetliydik. Çok güzel vakit geçirdik. Bi ton güzel şey hazırlamıştı bize, afiyetle yedik, resimler elime geçince yine paylaşırım. O kadar uzun zaman olmuş ki görüşmeyeli, yine onlar bikaç kere biraraya geldi ben fırsat bulup gidememiştim. Pişman oldum gerçekten bugünden sonra neler kaçırmışım öylee, eski zamanlar, diğer arkadaşlarımız, evlilik, hamilelik hakkında uzun uzun konuştuk. 6 kızdık 2'si evli ve hamile idiler. Çok şeker olmuşlar doğrusu, karınları şişik şişik :)Bir taneciğimizde nişanlı, Ekim'e gidici. Benim erkek arakdaşım var, birinin olmak üzere, diğerinin henüz ufukta biri yok. Hamile olan arkadaşlarımızın ikisi de erkek bebek bekliyor. Bir tanesi "neden benimki erkek" diye ağlayacak nerdeyse kendini öyle bi kıza adapte etmişki hayal kırıklığı içinde ama aşmış durumu. Tabi önemli olan sağlıklı olması. Ne farkeder ki o da senin yavrun. Ama böle kızlar daha bi şeker, şirin oluyor ya hani bide hemcinsin olunca istediğin gibi giydir, istediğin gibi süsle, yaşat, yönet, paylaş, anlaş hesabı :)

Benim için de; düşünüyorum da şöyle bazen erkek çocuğum olacak gibi içime doğuyor. Ama ne istersin diye sorsalar tabiki sağlıklı olsun derim. Lakin yine de kız çocuklarına ayrı bir sempatim var gizleyemediğim. Sanırım ikisi de bambaşka duygular. Bir erkek bir kız en makulü :) Hayırlı olsun çiçeği burnunda anneciklere, tüm annelere!

Şu şirin şeylerin güzelliğine bakarmısınız. Hele böle 4-5 yaşındaki kız çocuklarına bayılıyorum, bıcır bıcır konuşmalar, tavırlar, süslü püslü haller, minnacık eller, ağızlar, gözler...










YENİYIL MODUNA GİRMİŞ BULUNMAKTAYIM...

25 Aralık 2009 Cuma
Yılbaşı küresi işyerimde masamda duruyor. Tuşuna bastınmı hem karlar yağıyor hem müzik çalıyor hem de ışık yanıyor. Gayet ergonomik yani :P


Bu noel babişli tacı istiklal caddesinde yılbaşı özel ürünleri satan bir dükkanda gördük çok hoşuma gitti. Taktım ve hazırım...:)


İKEA ALBÜMÜ: CECİ PRODÜKSİYON ;)


Dün İkea Çıkarması yaptık
Çok hoş oda tasarımları vardı.
Sizlere de fikir olması açısından bol bol resim çektim.
(Resimlerin üzerini tıklayıp büyük haliyle görebilirsiniz..)







Bebek ve Çocuk Odalarının şirinliğine bakarmısınız? Ben bayıldım :)






Mutfak ve yemek odaları dizaynı da çok şıktı.








Ofis, çalışma odaları ve genç odası falan filan :)

Bu da ikeanın cafe dizaynı :)

Yüzük Parmağı Testi ve Yüzüklerim..:)

24 Aralık 2009 Perşembe
Yüzüğün neden bir başka parmağa değil de, sadece yüzük parmağına takıldığını hiç düşündünüz mü? Bu bir tesadüfün sonucu olabilir mi? Değil elbette.

Sol elin yüzük parmağına evliliği sembolize etmek maksadıyla yüzük takma geleneği, Mısır Medeniyeti’ne kadar uzanmaktadır. Mısırlılar, yıllar sonra bilim adamları tarafından da keşfedilen ve sol elin yüzük parmağında bulunan, doğruca kalbe giden "vena amoris"in (aşk damarı) varlığına inanıyordu. Bu inanç gereği de yüzükleri sol elin yüzük parmağına takıyorlardı. Yüzük takma geleneğine mağara devrinden kalma bulgulardaki figürlerde de rastlanmıştır. Ancak o yıllarda bu bağ yüzüğe benzeyen bir kelepçe ile yapılıyormuş. Mağara adamı, kelepçeyi ancak kadının kaçmayacağından emin olduktan sonra çıkartırmış.


İnsanlık tarihi boyunca, yüzük hep bağlılığı, bütünlüğü, birliği ve aşkı sembolize etmiştir. Aile kavramının ve kader birliğinin önemi gereği, üstüne eklenen aşkın ardından yüzüğü parmağımıza takar ve hiç çıkartmayız.

Tüm bunları basit, eğlenceli bir testle sınamak da mümkündür. Elbette bu bir delil değildir ancak ilginç olduğunu da göreceksiniz.

İşte yüzük testi:


Başparmakların anne ve babamızı, işaret parmaklarının kardeşlerimizi, orta parmakların kendimizi, yüzük parmağının eşimizi ve serçe parmakların da çocuklarımızı temsil ettiğini kabul ediyoruz.



Şimdi ellerimizi fotoğrafta olduğu gibi yapıyoruz. Avuç içlerimizi ve parmaklarımızı, birbirine değecek şekilde yapıştırıyoruz. Sonra parmak uçlarımız birbirine değerken, avuçlarımızı birbirinden uzaklaştırıp, orta parmaklarımızı kıvırarak avucumuzun içine alıyor ve sırt sırta yaslıyoruz. Ardından aşama aşama ilerliyoruz.
1.aşama: Anne ve babamızdan hayatımızın bir döneminde mutlaka ayrılıyoruz. Bu nedenle onları temsil eden başparmaklarımızı birbirinden ayıralım. Ancak bu sırada diğer parmaklar yerinden asla oynamayacak. Sonra eski haline getirelim.
2.aşama: Aynı işlemi kardeşlerimizi temsil eden işaret parmaklarımızda da yapalım.
3.aşama: Orta parmaklar bizi temsil ettiği için çocuklarımızı temsil eden serçe parmağa geçip aynı işlemi tekrarlayalım.
4.aşama: Son olarak da eşimizi temsil eden parmaklarda aynı işlemi yapmaya çalışalım. Ancak bu sırada orta parmaklar yerinden asla oynamayacak.

Ne kadar uğraşırsanız uğraşın yapamayacaksınız. Bunu yapabileni görmedim. Bu durum evlilik bağının gücüne ispat değil midir? :-))

Ayrılık insanın doğasında bile yok! Lütfen eşinize olan bağlılığınızı yüzüğün kaderine bırakmayın. Ona, tüm sevginizle sıkıca tutunun.


Alıntıdır..


Güzel bir hikaye ve hoş bir test öyle değil mi? İnsanın yüzünü gülümsetiyor :)
Yüzük takmayı çok severim. Baş parmağa yüzük takılmaz derler veya işaret parmağa ama ben takmayı seviyorum. 


Neler Oluyor Bize, Yine Neler Oluyor Gülüm?

23 Aralık 2009 Çarşamba

Alışveriş biz kadınlar için vazgeçilmez bir kavramdır, bir tutkudur.Ama bazen de bi sorun olmaktan geri kalmayıp, canımızı sıkabiliyor.Hepimiz aldığımız bir ürünün istediğimiz gibi çıkmaması durumuyla karşılaşırız zaman zaman. Eve geliriz bir bakarız, o da ne yırtık veya leke. Halbuki orda dikkatli bakıp görmemişizdir.Vesaire vesaire bi çok problem olabilir alışverişimizle ilgili.

Benim de başıma gelir böle küçük aksaklıklar, sinir olurum elbette ki üzülürüm ama üşenirim uğraşmaya veya da tenezzül etmem gidip de satıcısına bu niye böyle, şu niye böyle demeye, konuşmayı bile sevmem. Hani bi iki vızıldanırım, yalnız o kadar. Bundan mütevellit hakkını arayan, olayın peşini bırakmayan bayanlara imrendiğim bile olur zaman zaman. "Vay be azıcık da yırtık olmak gerekiyor" derim hani. Neyse işte o mod benim fabrika ayarlarımda yok :)


Bu pazar canım canım arkadaşım tükücüğümü abisinin nişanı var. Kendisi okul, ders, iş derken fırsat bulamamış yeni bişeyler bakmaya. Ben de "gel akşam işyerimizin ordaki AVM'den bişeyler bakalım, orda bulamazsak dışarda mağazalara bakarız" diye öneride bulunmuştum. Öyle de yaptık bu akşam, ama aradığımızı şıp diye bulmak kolay olmadı. Siyah olmayacaktı bu sefer, yasak rengimizdi, şöyle renkli cıvıl cıvıl uzun olmayan saten kumaştan bi elbise. En sonunda bulduk bir mağazada tam istediğimiz tarzda. Denedi tükücüm, alma kararı verdik ikimiz de kasaya doğru ilerlerdik.


O sırada kasanın orda hararetle konuşan bir bayan var, diksiyonu düzgün, görünüş olarak da tam puan verilebilir. Bişeyler anlatıyor da ne, yaklaşınca idrak ettik olayı tabiki. Sanırım bir kazak olmuş bu bayan mağazadan ve bu kazak makinada çekmiş, kötü bi hale gelmiş. Bunu anlatmaya çalışıyor, bana "atın bişey olmaz "denildi diyor. İnanılmaz bağırıyor yani öyle konuşuyor ki bidaha başka müşteriyi de oraya getirmekten caydırıcı şekilde. Kasadaki adam iste dükkan sahibi olmalı ve satıcı kız arkadaş sessizce kendini savunmaya çalışıyorlar. Bizle birlikte bir adam daha bekliyordu kasanın orda.


Herneyse kadın saydı saydı. Ben o ara içimden amacı ne diye düşünüyordum. Hani adama sadece bunu söylemek mi, yeni bir ürün koparmak mı, parasını almak mı ne, resmen dakikalarını orda bağır çağır harcıyor. Kıyametmi koptu, canınamı kastedildi, o kazak da kul yapımı bişey tamam para verdin ama ciğerini patlattın. Hani yine de buna diyeceğim pek bişey olmaz, ben yapmam uğraşmam ama hakkını arıyor der geçerim. Ta ki seviyesizliğin dibine vurup şu lafı edene kadar:


_İnşallah aldığın para çocuklarının kefen parası olur! dedi kapıdan çıkarken bir hamlede.


Bu nasıl bir cümle ya şimdi? Algılamakta zorluk çekiyorz resmen tükücüğümle. Adamcağız da öyle. Aslında o an o lafı duyan herkes öyle. Adam şok vaziyette "allah allah" dedi Ben de:


- Ne insanlar var ya! diye şaşkınlığımı dışa vurdum kadının arkasından.


Yanımızda duran diğer adam demez mi:


-Lütfen hanımfendi diikkatli konuşurmusunuz o benim karım!


Daha o lafın şokunu atlatamamışım bi şok daha. Gülsemmi üzülsemmi bilemedim. Be adam ne diye koca diye davranmadın iki saattir orda sus pus, insan karısına bir sakin ol der, onu da geçtim aynı fikirdeysen sen de konuş iki kelam et, yani bi belli et hatunun eri olduğunu. Ben nerden bileyim kadının kocası olduğunu. Olaya maruz kalan adam da allah allah diyince bende bastım sitemi. Hoş ağzımdan daha vahim sözcükler, cümleler de çıkabilirdi. Allahtan küfür alışkanlığım yok. Hani bi anda ağır bir kelime etseydim ne olurdu acaba :) Akşam akşam tuhaf gereksiz sıkıcı bir polemiğin içinde bulurdum kendimi heralde. Üçüncü kişi olarak. Olay karışma konusu değil gerçekten hiç müdahale ediyim durumunda değilim. Ama o son lafa kayıtsız kalamadım yani. Nasıl bir bedduadır o öyle. Ve bütün bunların sadece bir kazağın 30 derecede yıkanıp çekilmesi nedense yazık diyorum başka da bişey demiyorum :)


Bence olay şu; biz her an kavgaya hazır, yırtıcı, diş bileyici, empati kurmasını bilmeyen asabiyet sahibi, şiddetsever insanlar olduk..Hayat şartları mı neden bilmiyorum, ben o bayanı da anlamaya çalışıyorum ama o lafı etmeseydi keşke...

PESPEMBE KİPKİRAZIMIN TAPTATLI HEDİYELERİ...

21 Aralık 2009 Pazartesi
Bugün yine toplantı vardı işyerinde, geç çıktım.
Şimdilik herşey yolunda, nazarlardan saklasın. Yarından itibaren dışarda toplantıları olacak bizim yönetici beyin, o yüzden paniksiz günler kapıda yani :)
Perşembe ve Cuma günü de bu yıldan kalan son iki günlük iznimi kullanacağım.
oleeeiii! :)

Sevgiliye yeniyıl hediyemi kararlaştırdım. Sevgili Tatlı cadının bloğunda bahsettiği lisanslı taç nevresim takımını netten sipariş ettim. E Fb'li tabiki. Fazlaca sevineceğini umuyorum :) Bi elime geçsinde. Hem eklemeler de yapmak istiyorum hediye paketine.



Günün en şeker anı da pembe kirazımın yolladığı hediyeyi aldığım andı. Bana bloğunda görüp çok beğendiğim kırmızı kalpli buz kalıbını (ki çikolata kalıbı olarak da kullanılabilir- biz öyle yapçazz! :)) yollayacağını söylemişti sevgili Pembe Kiraz'ım.
Bugün kargo geldi. Şipşirince hazırladığı paketi açtım hemencek. Kalıpla birlikte bir çift küpe, antibaktariyel el temizleme jeli ve içten notunu yazdığı yeniyıl kartı çıktı paketten...
Çok teşekkür ederim ince ruhlu, tatlı arkadaşım.Çok mutlu oldum.

Bloğumu seviyorum, blog arkadaşlarımı seviyorum, paylaşmayı, hediye vermeyi,almayı, insanları tanımayı, kendimi tanıtmayı, onlara önermeyi ve onların önerilerini dikkate almayı...Sanırım.. hayat güzel.. (en azından bugünlük :) )

Herkes mutlu olsun, herkesin yüzü gülsün tamam mı? Hadi şimdi herkes bir arkadaşı için güzel bi dilekte bulunsun. Öyle olunca tutarmış ya..hadi.. (:

Süvari Kozmetik Alışverişim...

19 Aralık 2009 Cumartesi



Sevgili kibele'nin bloğunda bahsetmesi üzerine Süvari'den perşembe akşamı alışveriş yaptım. Cuma çıkardıkları için kargo bir günde elime ulaştı diyebilrim. Yeni yılın yaklaşması nedeniyle alışverişlere süpriz hediyeler veriyorlar, bu konuyla da oldukça ilgililer. Nerdeyse hediyeler alışverişimden çoktu. Hediye olarak çok şık bi bakım çantasının içinde koleston mini epilatör, sesu ağda bantları, carmina ruj ve carmina göz kalemi, ipek şampuan ve çeşitli ürün sampleları yollamışlar.









Benim aldıklarım ise;

  • Palmolive duş jeli (yanında mis kokulu banyo mumu hediyeli),

  • Komili duş jeli (2 adet, biri hediyesi)

  • Biomeen saç dökülmesini önleyici şampuan.

  • She colors 3lü mini glos, she tekli glos ve she ruj (Normalinin yarı fiyatıydı sitesinde)


Daha çok banyo temalı bir alışveriş oldu (:
Aldıklarım toplamda 30 küsur TLydi, kargo ücreti ise 4 TL gibi cüzi bir rakam. Yani hediyesi, promosyonu, indirimi derken çok karlı bir alışveriş oldu. Süvari'ye uğramanızı öneririm. ;)

Yeni Güzellikler...:)

18 Aralık 2009 Cuma
İnsan yeni bişeylere sahip olunca ne de mutlu oluyor öyle değil mi? (: Lakin bu kez bunları ben almadım. ;)
Doğumgünümde sevgili arkadaşım N'cim bu ara makyaj tutkunluğumu bilerek bana şirin pullu sarı çanta içinde Avon ve flormar makyaj ürünleri hediye etmişti.



Ruj ve küçük mavi tekli farı kullanma imkanım oldu. Fara bayıldım, küçük ama kolay biteceğe benzemio tıka basa dolu, hafif simli. Rujun rengi resimdekinden daha değişik ve daha hoş. Kocaman teşekkürler ona, küçük makyaj dünyamın içinde yerini aldılar bile.


Bu fırçaları da çok istemiştim.  Avon'dan 2 tane Allık fırçası, 1 tane pudra fırçası, 1 tane de göz fırçacığı :)

Bugünün güzellikleri de bunlar işte...

Bu ara Çantamdan Çıkarmadıklarım...

17 Aralık 2009 Perşembe








Eveeet güzel bir konsept daha çıkar bundan öyle değil mi? ;)


Biz hanımlar, içi her daim merak konusu olan çantasız yapamayız. Aslında evimizi, koca dünyamızı bile o çantaya sığdırıp yanımızdan hiç ayırmamak isteriz. Mümkün olduğu kadar başarırız da, neler taşımıyoruz ki yanımızda.. :) İşte tam burada çanta açılımını yapmıştım :) )

Her neyse bu ara çantamı karıştırırken hiç çıkmayan demirbaşları farkettim. Cüzdan, telefon, makyaj çantası ve anahtarları saymazsak bana gün boyu eşlik eden güzellikler bunlar:

1. Klozet örtüsü; Sevgili My Pink Candy Flos'un çanta mimi yardımıyla öğrenmiştim, dışarda, işyerinde lavaboya gitmek durumları çok canımı sıkıyordu, endişelenmeye mahal vermeyen hijyenik bu ürün çok sevindirdi beni, Tansaştan almıştım, çantanızdan eksik etmeyin derim ben.

2. Nivea'nın dudak koruyucuları için yorum yapmaya gerek yok herhalde, şuan koleksiyona doğru gidiyorum, her çeşidi olsun, aman dudaklar kuruyup çatlmasınn :)

3. Bu sevimli çift taraflı aynayı ucuzcu bi dükkandan almıştım. Aşağı yukarı oynattığınızda resimdeki kızın gözleri açıp kapanıyor, çocuksu şeylere oldum olası bayılmışımdır.

4. Bu ürünü de markette keşfettim. Ayakkabı parlatıcısı, çok pratik. Şu yağmurlu çamurlu havalarda ayakkabılarınızın temiz ve hoş görünmesi için yanımızda bulundurmak gerek diye düşünüyorum.



5. En son iş için kaldığımız otelin eşantiyonu; dikiş seti :) Ne olur ne olmaz öyle değilmi ;)




Devam edecek... (:

YENİYIL WİSHLİST MİMİ...

13 Aralık 2009 Pazar
Anlatacak güzel detaylarım var düne dair :) Ama ayağımın tozuyla mimim varmış hemencecik cevaplamak istiyorum. Aishacım ve Mugocum aynı anda mimlemişler beni, teşekkürlerimi sunuyorummm bide mıncırıyorum yanaklarından.. :)



YENİ YILDA NOEL BABADAN NE İSTİYORUMMM BEN ACABAA?


Öncelikle sevdiklerimin, ailemin, arkadaşlarımın yanımda olmasını, hep beraber mutlu, mesut, huzurlu, sağlıklı bir sene daha geçirmemizi istiyorum. Küslükler, kavgalar, ayrılıklar yaşanmasın, ağlayışlarımız bile sevinçten olsun.Bunlar en birinci manevi isteklerim bittabi.

1. Yeni bir iş istiyorum. Şartları güzel, huzurlu, büyük kurumsal olan kendimi geliştireceğim, bir iş istiyorum.



2. Şu gördüğünüz harika şeyin sahibi olmak istiyorummm. Meali "kırmızı porşş" wouuuuuu! :) (Porsche olmazsa pasata da razıyım :)









3. Yurtdışı seyahati. Mesela İspanya anavatanımm ...






4. Ve şu müthiş şeyiii! Mealii kırmızı leptop. E benim de masalım artık kırmızı leptoplu kız olur =) E yakışır dimi Ceci'ye? ;)
Bu mimi üzerine sevgimi de serperek Birsen'e, Bucanni'ye ve My make up story'e üflüyorum =)

Bugün Ceci'nin Doğumgünü Arifesi :)

12 Aralık 2009 Cumartesi

Efendimmm yarın 24 oluyorum. Sanki İyiki doğdum mu ne? :) Gerçi bana sorsan hep bi 5'im, bi 17'yim, ufal ufal da cebime gir'im :) Yani bunlar benim sevdiğim yaşlar :) Belki ilerde 24 de eklenir kimbilir :)

Yarın için sabırsızlanıyorumm..Hihii (: Hiiiç yaşlanıyorumm vıdı vıdısı yapmicam. Yaşlanmak güzeldir :P

Hadi biraz eğlenelim, oynayalım he? Ben de dünkü sinirimi atayım üzerimden.
Gülşen Ablamız yeni albüm çıkartmış, bu da çıkış şarkısı oluyorr; ŞipŞak :) Feysten paylaşmış arkadaş. Dinler dinlemez dilime dolandı, başa sarıp sarıp dinliyorum... Hobaaa haydeee eller havayaa :)




Gülşen Bir An Gel Video Klip

35 yaş üzeri evlenmemiş bayan modeli ve bunların çevreye verdiği zarar...

11 Aralık 2009 Cuma



Daha güzel ve kibar bir başlık bulamazdım inanın.
İnanılmaz sinirliyim.
Takdir edersiniz ki "bu psikoloji" pek çok uzman tarafından da test edilip onaylanmış bir hadisedir. Yani ben öyle olduğunu sanıyorum.
Özel hayatları iyi gitmeyen kadınlar, yalnız kadınlar, belli bir yaşı aşmış evlenmemiş kadınlar hepsi mi sorunlu olur hepsi mi sorun çıkartır? İşte, sokakta, her yerde...?

Öyle valla inanın öyle...Bunların çalışan versiyonları daha kötü; hem evlenmemiş (ama evlenmek isteyip de evlenememiş) hem de kendini işine adamış (sözde). Felakett, rezalet, kaos resmen ya, diğer çalışanların vay haline diyorum!

Çünkü bir adet de bizim işyerinde mevcut bu numunelerden. 40'a merdiven dayamış aksi, ikiyüzlü, hayattan bi beklentisi kalmamış gibi insanlara saldıran, sinir hastası, iyi niyet nedir bilmeyen, saçmasapan biri işte.Bu bir tercih değil altını çizeyim; sendromu kendine karakter eylemiş cadı resmen.

Ve ben bunun nedenini evlenmemiş, anne olmamış, sevgi nedir tatmamış olmasına bağlıyorum. O kadar gördüm ki böyle kişileri umarım tıbben tedavisi vardır diye umuyorum, ama eğer hala şansı varsa bir koca diliyorum. Esra Erolla izdivaca bile katılabilir ya da ben mi bulsam bir tane bilemiyorum.
Ve böyle insanlar yüzünden işimden soğumak istemiyorum. :(

Son bir ve daha...Ve daha fazla düşünmek istemiyorum, işten çıkalı kaç saat oldu, hala aklımda.. Allahım sen beni ve benim gibi bu tehlikenin farkında olan kullarını koru yarabbim...
:(

Related Posts with Thumbnails